Zürih Gezi Notları

Zürih Gezi Notları

İsviçre'nin en kozmopolit şehri "Zürih", eylül 2016'da ziyaret ettiğimiz bir yerdi. Blogda geç de olsa yerini almış bulunuyor.

Zürih'i İsviçre'nin başkenti sananlara kötü haber: başkent, Bern şehri. Zürih'e ise İsviçre'nin İstanbul'u diyebiliriz.

Bizi Zürih'e hangi rüzgar attı onu anlatayım önce:

2016'nın eylül ayına denk gelen ve 9 günlük bayram tatili sunan kurban bayramında hedefimiz Çin'e gitmekti. Ama Çin 2016'da Türklere turist vizesi vermemeye başlayınca ben de kredi kartımda kalan son milleri harcamak için seyahat hattını arayıp "İzmir'den direkt ve en ucuz nereye gidebilirim?" diye sormuştum. Telefonu kapatırken 2 yetişkin ve 1 bebek için Zürih biletim mailime düşmüştü bile!

Bu hikayeyi Alsace gezi notlarımda da anlatmıştım. Fransa'nın müthiş güzellikteki köyleri ile ilgili Alsace Gezi Notlarımı okumadıysanız buraya tık tık. Okuduysanız hikayenin 2. baskısı için kusura bakmayınız, alt satıra geçebilirsiniz 🙂

İzmir'den Zürih'e Sunexpress ile uçtuk. Medeniyet ve pahalılığın şehri Zürih'ten araba kiralayıp Starsbourg – Colmar arasındaki Alsace şarap rotasını gezdik, son günümüzde ise tekrar Zürih'e geri dönüp biraz da orada vakit geçirdik.

İsviçre, bir Avrupa Birliği ülkesi değil fakat bir Schengen ülkesi. Yani bizler Schengen vizesi ile ülkeye giriş yapabiliyoruz. Para birimi ise İsviçre Frangı. Biz sadece 1 gece kaldığımız için İsviçre Frangı ile tanışmadık, her işi kredi kartı ile hallettik. Manavda bile kart kullanabiliyorsunuz. 

Zürih'te Konaklama

Bu gezimizde 9 aylık olan Ekin'e çorba filan hazırlayabilmek adına mutfağı olan yerlerde kalmayı tercih etmiştik. Airbnb.com bize bu konuda yardımcı oldu.

Zürih'te kaldığımız evin linki: https://www.airbnb.com.tr/rooms/14783078

Bu evde kendine ait banyosu olan bir odayı kiraladık. Ev sahibi de evde, bizimle birlikteydi. Üstelik onlar da bizim gibi bebeği olan genç bir aile olunca epey sohbet ettik, bebekler oyuncaklarını paylaştı. Memnun kaldığımız bir konaklama oldu.

Kaldığımız ev rezidans tipi bir binadaydı

Evin muhiti Opfikon olarak geçiyordu. Bu semt aslında şehir merkezine uzak, havaalanına yakındı. Uzak dediysem de 25 dakikada tramvay ile ulaşabiliyorduk şehir merkezine. Araba ile havaalanı ise 5 dakikaydı.

Buradan almanız gereken mesaj: Zürih zaten pahalı bir şehir,  konaklamayı daha ekonomik hale getirmek adına şehrin biraz dışına çıkmayı göze alabilirsiniz. Ulaşım ağı gayet iyi.

Zürih'te Ulaşım

Gayet kolay anlaşılan bir tramvay ağı var. Gördüğünüz duraklara bakıp oradan hangi hattın geçtiğini tespit edebiliyorsunuz.

Bilet alıp almamak size kalmış, hemen hemen hiç kontrol yok 🙂 Biz normalde böyle bir risk almayız ama ilk defa burada bilet almadan gezdik. Sadece 24 saat şehirde kalacağımız için bu çılgınlığı yapabildik sanırım…

Tramvaylar ve trenler yol hizasında, hepsine bebek arabası ile binmek mümkün. Zürih bizi yormayan bebek dostu bir şehirdi.

Zürih'te mutluyuz!

İsviçre'de Şaşırmadan Geçme:

Gerçekten medeni bir yerdeyiz sayın seyirciler, ben resmen kültür şoku yaşadım. Evet bilet kontrolüne rastlama olasılığınız düşük. Çünkü insanlar sahtekar değil. Dolayısıyla hırsızlık da korkulacak bir mevzu değil. 

Bizim kaldığımız evin daire kapısı dışarıdan bile kapı kolu ile açabileceğiniz türdendi. Bildiğiniz oda kapısı gibiydi yani. Üstelik daire kapısını evdeyken hiç kilitlemiyorlar. İşin garibi, apartmanın giriş kapısı da kilitli değil, isteyen elini kolunu sallayıp girebilir.   

Evden ayrılırken de anahtarı posta kutusuna atmamızı söyledi ev sahiplerimiz. Ama o da ne, posta kutusu da kilitsiz… Biraz kurcalayan biri rahatlıkla evin anahtarını ele geçirebilir. Onlar için çok normal, bizim için ütopya…

Benim önceden bilmediğim, araştırırken öğrendiğim diğer şaşılası şey Migros'un İsviçre'de çok yaygın bir market zinciri olması. Evet, bizim bildiğimiz turuncu Migros… Hatta içinde ev yemekleri satan bölümü uygun fiyatlı yemek yemek isteyenler için öneriliyor.

Migros'un M'si, tanıdık geldi mi?

İsviçre genelinde çeşme suyu içilebilir kalitede akıyor. Hatta marketlerden şişe su alınması doğayı koruma açısından tavsiye edilmiyor. Her şeyin çok pahalı olduğu bu ülkede bedava içme suyu çok tezat gelmiyor mu kulağa?

Zürih'te Gezilecek Yerler

Açıkçası bizim 24 saatten az zamanımız geçti bu şehirde. O yüzden "lokallerin takıldığı bu hip bara mutlaka uğrayın" gibi tavsiyelerim olmayacak. "24 saatte Zürih" muamelesi yapabilirsiniz bu yazıma, hiç kusura bakmam.

24 saatte Zürih'i nasıl gezdik?

Öncelikle bir Zürih haritası yerleştiriyorum buraya, yazıyı okurken takip edebilirsiniz.

Haritada en dikkat etmeniz gereken yer Bahnhoffstrasse, Limmat Nehri ve Zurichsee isimli göl. Anlatacağım yerler bu üçgende geçecek

Az zamanda şehri ana hatları ile anlamanızı sağlarsam ne mutlu bana.

Biz zaman darlığından katılamadık ama benim Avrupa'da en bayıldığım turistik konsept, gönüllülerin düzenlediği "bedava yürüyüş turları". Zürih'te de vardı benim gittiğim tarihte. Sabahtan eski şehrin olduğu bölümde, akşamüstü ise West Zurich denilen Batı Zürih'te yapıyorlar turları. İsviçre gibi yerde bedava bulduğunuz şeyi kaçırmayın bence. (Tam da bedava sayılmaz aslında, gönlünüzden kopanı bahşiş olarak veriyorsunuz rehberlere.) Saatler ve bilgi için buraya tık tık.

Batı Zürih bölgesi şehrin modern yüzü olmasının yanı sıra; yeni açılan 3.dalga kahvecileri, fabrikadan dönüştürülen tiyatrosu, genç girişimcilerin yaratıcı start-uplarının ofisleri ve İsviçre'nin en uzun binası ile yereller arasında çok "trend" bir bölge. Bence oranın da tadına bakılmalı.

Biz zamanı dar turistler olarak eski şehri gezebildik sadece.

Eski Zürih'i gezmek için önce kendimizi Haupt Bahnhof  yani merkez tren istasyonuna atıyoruz.

Hauptbahnhof – Merkez tren istasyonu Zürih

Buraya sırtımızı döndüğümüzde önümüzde uzanan yaya yolu caddesi "Bahnhof Strasse" Zürih'in en ünlü Caddesi, İstiklal Caddesi gibi düşünebilirsiniz.

Bahnhofstrasse, Zürih'in ünlü alışveriş caddesi

Bahnhofstrasse sadece yaya ve tramvay trafiğine açık. Sağlı sollu dükkanların, çoğunlukla lüks mağazaların olduğu bir cadde. Bir ucunda merkez tren istasyonu Haupt Bahnhof, diğer ucunda ise Zürichsee isimli Zürih Gölü var.

Bahnhofstrasse

Bahnhof Caddesinin ortalarındaki Paradeplatz meydanı, Zürih'in en pahalı yeriymiş, emlak fiyatları açısından. Meşhur İsviçre bankalarının headquarterları burada. Paradeplatz'da görmeden geçmeyeceğiniz bir yer de Confiserie Sprüngli isimli tatlıcı. Truffları, makaronları çok ünlüymüş. Üst katındaki kafesinde bir şeyler yiyip içilebilir. 

Bahnhof Strasse'yi boydan boya yürüyüp Zurih Gölü'ne ulaşıldığında dilerseniz göl üzerinde bir tekne turuna çıkabilirsiniz. Hava güzel olsaydı çok keyifli olacağına emin olduğum bu aktivite sisli havada bizi çok cezbetmedi, zaten az olan zamanımızı biraz daha sokaklarda gezmeye ayırdık.

Bahnhofstasse'yi boydan boya yürüdük ve Zurichsee isimli göle ulaştık

Göl çevresinde doğa müthiş, tüm İsviçre'de olduğu gibi

Gölde tekne turları düzenleniyordu ama hava pek hoş değildi, zamanımız da azdı

Biz de sokakların tadını çıkarmaya karar verdik

Sanatsal protesto

Bahnhofstrasse ile Limmat Nehrinin arasında kalan sokaklar Zürich'in Old Town'un bir parçası, yani eski şehrin. Bu bölüme Lindenhof da deniliyor. Bölgeye adını veren "lindenhof" kelimesi ıhlamur bahçesi anlamına geliyormuş ve gerçekten bu bölgede ağaçlar altında manzaralı bir teras var Lindenhof isminde.

Lindenhof muhitinin sokaklarını biz rastgele gezdik.

Old Town Zürih

Old Town Zürich

Bu bölgedeki Münsterhof caddesinde Zürih'in ünlü yapılarından Fraumünster Kilisesi var. Church of our Lady olarak İngilizceye çevrilmiş bu kilisenin en görülmeye değer yanı Marc Chagall adlı sanatçının 1970 yılında kilise için tasarladığı vitray pencereleriymiş. 

Fraumünster Kilisesi

St Peter Kilisesi de yine şehrin bu kısmında. Şehrin simgelerinden olan bu kilisenin kulesindeki saat Avrupa'nın en geniş kadranlı saati olma özelliğini taşıyormuş.

St Peter Kilisesinin kulesindeki saatin kadranı Avrupa'nın en genişiymiş

Limmat Nehrinin karşı yakasında da Limmatquai Caddesi'nde gezmelisiniz. Hem alışveriş caddesi, hem de nehir kıyısında manzaralı bir yürüyüş noktası burası.

Limmatquai Caddesi'nden Zürih'in ünlü kiliseleri

Limmat nehri kıyısı

Burada da diğer bir ünlü kilise Grossmünster var. Grossmünster'in kulesine çıkıp kuşbakışı Zürih manzarası yakalanabilir.

Grossmunster, iki kuleli bir dini yapı

Grossmünster'in hemen önünde "Wasserkirche" isimli bir başka kilise var ki burası eskiden tamamen suyun içinde olan bir yapıyken sonradan Limmatquai Caddesi ile birleştirilmiş.

Limmatquai'de gezerken karşınızda "Rathaus" belediye binası da çıkacak. 

Zürih'in en önemli dini yapıları tek karede

Limatquai Caddesinin arka sokaklarının olduğu muhite ise Niederdorf deniliyor. Burası da oldtown'un diğer parçası. Niederdorf'ta pekçok restoran kafe kitapçı göreceksiniz. Bence gezmesi zevkli bir yer. Münstergasse Caddesi buranın ana caddelerinden.

Niederdorf alışveriş caddeleri

Niederdorf bölgesinde çok fazla kafe ve restoran bulabilirsiniz

Göle bağlanan Limmat nehri ile gölün birleştiği yerde Bürkliplatz meydanı var. Bu meydan özellikle cumartesi günleri bir ünlü bit pazarına ev sahipliği yapıyor. Bakmadan geçmeyin.

Bürkliplatz meydanı, cumartesi günleri bit pazarı kuruluyor

Bürkliplatz'ın önündeki köprüden geçip Opera binasını bulun. Opernhaus isimli bina mimarisi ve tarihiyle dikkatli incelenmesi gereken bir yapı. Önünde ise geniş bir meydan var, bazen panayırlar kuruluyormuş. 

Zürih Opera Binası

Opera binasını solunuza alıp göl kenarında Utoquai isimli caddede yürümek de güzel havada müthiş olacaktır. Şehrin içinde kendinizi doğada hissedeceğiniz bir yürüyüş güzergahı. 

Şehrin içinde doğada hissedebilmek için Zurichsee kenarında yürüyüş yapabilirsiniz

Zürih'te Yeme İçme

Zürih'te yeme içmeyi iki kelime ile özetlersek: Çok pahalı.

Sternen Grill isimli restoran merkezi konumu ve nispeten uygun fiyatları ile memnun kaldığımız bir yer oldu. Uygun fiyat dediysem o kadar da uygun değil, 1 kişilik yemek 90 liraya tekabül ediyordu.

33 İsviçre Frangı vererek yediklerimiz anca 1 kişiyi doyuracak kadardı, ama lezzetli buldum

Kaldığımız evden tramvay ile şehir merkezine giderken Bernina platz durağında "Simit Sarayı" logosu görmüştüm ve sabah kahvaltıya oraya gitmeye karar verdik. Açıkçası ben Zürih için pek yeme içme araştırması yapmamıştım ve o eşsiz İsviçre peynirlerini nerede yeriz bilmiyordum. Her adımda kazıklanma korkusu yaşadığım bir şehirde sabah sabah çok da arayışa girmek istemedim ve soluğu  orada aldık. 

Kendimi güvenli bir limanda hissedeceğimi sandığım Simit Sarayı'na gidince gördük ki burası logoyu taklit etmiş sıradan bir simitçi. İçerideki çalışanlar da biraz garipti doğrusu 🙂 Neyse çok yorum yapmak istemiyorum ama dünyanın en dandik kahvaltı tabağına verdiğimiz parayla Türkiye'de en kral serpme köy kahvaltısı yapılırdı ondan eminim. 

Çok zamanımız olmadığı için biz değerlendiremedik ama yazının başında da belirttiğim gibi Migros ve Coop marketlerinin foodcourtları yani yemekhane bölümleri oluyormuş. Ekonomik ve iyi olduğu söylendi. Bahnhofstrasse'deki Manor isimli alışveriş merkezinde de aynı sistem mevcutmuş. 

İsviçre'nin meşhur peynirli fondüsünü denemeyi bir sonraki ziyaretimize sakladık.

Zürih'te Alışveriş

Böyle pahalı bir ülkede alışveriş çok mantıklı gelmese de gitmeden önce nereden saat alabilirim diye bir arkadaşıma sormuştum. Bana Christ isimli saat mağazasını önerdi nispeten uygun fiyatlı olarak.

İsviçre'nin çikolataları çok ünlü. Sprüngli, Lindt, Teuscher, Max Chocolatier uğrayabileceğiniz mağazalar. 

Bahnhofstrasse'deki Franz Carl Weber isimli oyuncakçı çeşitleriyle beni benden aldı fakat çok oyalanamadık biz burada.

Kısacası ben alışveriş yapmadım ama yapmak isteyene küçük tavsiyelerim bunlar.

 Belki yine geliriz Zürih…

Zürih maceramız 24 saatten kısa sürse de, İzmir'den direkt uçuşların ucuz ve sık olması bizim ileride burayı tekrar ziyaret edeceğimizin habercisi. Bir gelişimizde İsviçre Alplerinde takılır (Merve'nin şu linkteki İsviçre gezisine özenmemek mümkün değil), bir gelişimizde ise Almanya'nın güneyine geçebiliriz belki…

O zamana kadar hoşçakal Zürih!

Son Yazılar
Yorum ( 3 )
  1. gezgin kadraj
    10 Ocak 2017 at 21:00
    Cevapla

    MeRHABA, BEBEK İLE ZOR OLDU MU ? GERÇİ 1 GÜN KALMIŞSINIZ AMA NASIL BİR TECRÜBE EDİNDİNİZ. TEŞEKKÜRLER

  2. melike kutlay cengiz
    10 Ocak 2017 at 21:00
    Cevapla

    1 gün kaldık ama 3 gün de kalsak zürih bizi yormazdı. Bence bebek dostu bir şehir. Gezilecek bölgeler birbirine yakın. Berlin’e gittik yılbaşında, metro kullandığımız için çok yorucuydu.

  3. gezgin kadraj
    11 Ocak 2017 at 21:00
    Cevapla

    Teşekkürler. Bizim de ilk planımız berlin 🙂 bakalım yorucu olacak mı 🙂

Bir cevap bırakın