Sakız Adası Gezi Notları26 Eylül 201368 YorumKategori : Sakız Adası , Yunanistan , Yurt dışı Seyahatleri67 (Yazı 2013 yılında yazılmış, 2017’de güncellenmiştir)Aylardan eylül olmuş, kim gider ki Yunan Adalarına demeyin! Sakız Adası’nın tam zamanı şimdi.Diğer adalar gibi turistik deniz-kum-güneş adası kimliğinin yanı sıra tarihi bir kimliği de var buranın. Ortaçağ kentlerini gezmeyi sevenler sakın kaçırmasın Sakız’ı. Mavi – beyaz Yunan adası imajı da sarsılıyor burada, sarı taş binalar kafanızda yepyeni bir ada kavramı oluşturuyor.Sakız’ın “Hoşgeldin” deyişiOlgun’un iş değişikliğinden ötürü 7 gün kadar bir boşluk oluştu. Gel gör ki bende o kadar boş zaman yok, demek ki fazla uzaklaşamayacağız. Haftaiçinden 2 gün çalıp Sakız’a gitmeye karar verdik. Hem son bir kez denize gireriz, sezon finali olur diye düşündük.Çeşme’den feribotlar kalkıyor Sakız’a. Ertürk Lines, Turyol ve Sunrise araştırmalarım sonucu ilk karşıma çıkanlar. Sitelerinde güzel ipuçları var, gitmeden önce inceleyin derim. Biz bu gezide her şeyi son anda kararlaştırdık. Çeşme’ye vardığımızda ilk karşımıza çıkan yerden feribot biletimizi aldık, otelimizi feribotta ayırttık ve gezi planını otelde çıkardık.Feribota biniyoruzFeribot ile kişi başı gidiş dönüş 21 euro (2017’deki fiyat 30 euro). Turyol’un internet sitesinden biletinizi online alırsanız fiyat 25’e düşüyor, hem zaman hem de fiyat daha avantajlı oluyor. Değerlendirebilirsiniz.Yine de sefer yapan tüm firmaları inceleyip seçim yapmak için feribotlines sitesinin Sakız Adası feribot sayfasını kullanabilirsiniz. Büyük kolaylık ve en iyi fiyat garantisi ile satın almanızı sağlıyor. Ayrıca Turyol’un 5 euroluk indirimi bu siteden satın alım yaparsanız da geçerli.Sakız adası’na günübirlik bile gitseniz Schengen vizesi şart. Her yıl ülkemiz ile kapıda vize anlaşmaları yenileniyor, bu servisten de yararlanabilirsiniz.Çeşme limana girerken arabanızı limanın etrafında boş bulduğunuz yere koyabileceğiniz gibi bizim gibi kalmalı gidiyorsanız limanın yanında Ulusoy’un işlettiği otoparka da koyabilirsiniz.Çeşme’den Sakız’a yolculuğumuz yaklaşık 1 saat sürüyor. (2017’de gemiler yenilendi, yolculuğu yarım saate düşürdüler). Sabah seferleri 9.30’da. Akşamları dönüş ise 18.30’da. (Sabah 9.00, akşamları ise 18.00’de yeni sefer saatleri). Biz 1 gece konaklayıp ertesi gün 18.30’da döndük. Bu arada feribotlar ile sınırlı sayıda araba da taşınabiliyor. Prosedürleri incelemek lazım, arabanızı adaya çıkardığınızda veya oraya götürürken sigorta kapsamında olmuyor diye duymuştum.Hoşçakal ÇeşmeBiz de adaya giderken öyle yorgunuz ki sormayın… Sabahın köründe kalkmışız, gitmeyelim desem Olgun dünden razı. O yüzdendir ki feribottan iner inmez gördüğümüz ilk araba kiralama şirketinden arabamızı tutup kendimizi otele atmaya baktık. Arabalarda konfor ve lüks aramayın. Biz Aegean Spirit adlı acentadan Hyundai Atos’u 2 günlük 50 euro ya kiraladık. Biraz daha gezip pazarlık etseydik daha ucuza gelebilirdi belki ama 50 Euro da iyi fiyattı sanırım. Arabayı teslim ederken 20 euroluk benzin aldık diye hatırlıyorum.2017’den not: Son yıllarda Yunan Adaları’na öyle çok talep var ki, özellikle hafta sonları ve tatillerde araba kiralamak büyük sorun haline geliyor, çünkü arabalar kapılıyor. O yüzden yüksek sezonda adaya gidiyorsanız işinizi şansa bırakmayın derim, arabanızı gitmeden önce kiralayın. Sakız Adası’nda araba kiralama konusunda size yardımcı olabilecek Sakız merkezli bir Türk acentanın adresini veriyorum: Deniz Tours. Deniz Bey bize 2. seyahatimizde otel ve araba kiralama konularında çok yardımcı oldu.Adayı gezerken araba kiralamak istemeyenler için de paket turlar öneriyor Deniz Tours. Paket tur seçenekleri için de buraya tık tık…Otelimizi son anda ayarladığımız için merkezde uygun fiyatlı bir yer bulamadık. Merkeze 2,5 km uzaklıkta Seafront Studios and Apartments‘da 1 geceliği 2 kişilik 48 euro ya oda tuttuk. Deniz manzarası diyor ama süper bir manzara olduğunu söylemem. Tesis çok yeni, daha 2013 yazında açılmış. Odaların yeni oluşu ve şık görünümü cezbedici. Banyosu mütevazi, duşu biraz küçük. Odalarda mutfak da var. Otelin en güzel yanı sahiplerinin çok yardımsever olması. Yorgo ve annesi Kati müşteri memnuniyetine çok önem veren iyi insanlar. Yorgo’nun bize yaptığı gezi planı da oldukça hoşumuza gitti ve işimize yaradı.Seafront Studios and Apartments’da odamızBu otel konum olarak da Sakız merkeze yakın, gürültüden uzak. Direk info@chios-seafront-studios.gr adresine mail atarsanız daha uygun fiyat alabilirmişsiniz.Adada bir çok yerde avea çekiyordu. İnternet olmasa da telefon görüşmeleri yapabiliyorsunuz, çok önemli bir işiniz yoksa yurt dışı paketi satın almaya gerek yok.Sakız Adası’nda gezilecek yerlere geçelim. Gerçekleştirebileceğiniz bir kaç rota var. Aslında burası küçük bir ada değil ve mesafeler uzun denilebilir. O yüzden pedallara kuvvet, şoförünüz bu gezide yorulacak!Şoförlüğü devraldığım da olduSakız merkezi Samos’un merkezine göre daha büyük ama yine de fazla bir şey yok. Zaten 2’den 6’ya kadar siesta yapıyorlar, hayalet şehirde kalakalırsınız. Araba kiralama imkanınız yoksa da feribottan tur satın alabilirsiniz. Güney turu ilk tercihiniz olacaktır çünkü buraya gelmişken Sakız merkezden ziyade Pirgi ve Mesta köylerini görmeden dönmeyin diyorlar! Günübirlik bile gitseniz buraları gezebilirsiniz.Sakız’ın merkez şehri Chios, İngilizce Kios diye okunuyor ama Yunanlılar Hios diyor buraya, hazırlıklı olun. Deniz kenarı bizim İzmir kordonu gibi yanyana dizilmiş kafelerden oluşuyor. Denizden içeri girdiğinizde ise dükkanlar sizi bekliyor alışveriş için. Gündüzleri 2 ve 6 arasında bir çok dükkanın kapalı olduğunu göz önünde bulundurarak plan yapmanızı tavsiye ederim. Pazar günleri de çoğu yer kapalı.Sakız deniz kenarıSiesta zamanı uyku zamanı, dükkanlar kapalıGece de böyle imiş…Sakız merkezin biraz kuzeyindeki değirmenleri atlamayın. Bunlar adanın simgesi haline gelmiş, eski ve kullanılmayan değirmenler. Yürüyerek de ulaşılabilir tahminen.Adanın güneyinin en önemli özelliği sakız ağaçları! Adanın ismini aldığı bu ağaçlar sadece güneyde sakız salgılıyor. Ağaçların altına kireçimsi beyaz bir toz döküyorlar ve ağaçların gövdelerini çiziyorlar. Böylece ağaçtan akan sakız toprağa bulanıp kirlenmiyor, beyaz toza yapışıyor. Daha sonra yıkanarak tozdan ayrılıyor sakızımız. Burada sakıza “mastik” deniliyor. Adanın kuzeyindeki ağaçlardan sakız elde edilemiyor.Ağaçların altlarına dikkat!Adanın güneyindeki köyler eskiden beri sakız üretimi gerçekleştirdiği için korsanlar tarafından istilaya uğrarmış. Buna bağlı olarak şehirler dar sokaklar şeklinde inşa edilmiş, etrafı surlar ile çevrilmiş bazılarının. Biz bu köyleri gezerken aşağıdaki rotayı kullandık.Sakız adası güney rotası F:Sakız, B: Armolia, C:Pirgi, D: Mesta, E: VessaChios’tan güneye doğru giderken ilk durak Armolia olması gerekirmiş. Buradan seramik alışverişi yapılıyormuş. Biz burayı atlamışız. Bizim ilk durağımız Pirgi idi. Pirgi ile Chios arası mesafe 22 km imiş.Pirgi binaların dışındaki geometrik desenleri ile ünlü bir köyümüz. Dar sokakları ve şirin evleri ile görülmeden dönülmez!PirgiPirgi kışa hazırlanıyorMesta’ya doğru yol alıyoruz. Olimpi köyünün güneyindeki Olimpi mağarası kısıtlı zamanımızdan ötürü es geçtiklerimizden.Mesta köyünde ilginç bir yapılaşma var. Arklardan oluşmuş sokaklar, taş evler tam bir orta çağ teması oluşturuyor. Kale içi gibi olan bu şehrin tüm derdi korsanlardan korunmakmış. Ara sokaklarda gezerken insan kendini orta çağda hissediyor. İşin ilginci burası halkın yaşadığı bir merkez olma özelliğini korumuş. Burada bir otelde kalıp kendinizi çağın gerisinde hissetmek de alternatif bir tatil planı olabilir. Gelin sokaklarda beraber gezelim…Mesta’da sokaklar hep böyleÇanlar sizin için çalıyorMesta’dan kuzeye çıkıp Vessa üzerinden Sakız merkeze geri dönüyoruz. Vaktiniz kalırsa Vessa’nın kuzeyindeki Lithi kasabasına da uğranılabilir. Adanın tam batısında kalan bu balıkçı kentinde güneşi batırabilirsiniz.Vessa’yı uzaktan selamladık.Batı güzergahında ise Chios’tan çıkıp Nea Moni manastırı, Avgonyma ve Anavatos köyleri uğrak noktaları olabilir.A: Sakız, B: Nea Moni C: Avgonyma, D: Anavatos. Ok ile gösterilen yer Elinda KoyuNea Moni Manastrı’nın ziyaret saatlerine dikkat etmek gerek, öğlen 1 ile 4 arası ziyarete kapalı. Bu manastır tam 1000 yılı aşkın süredir korunuyor ve Unesco’nun dünya mirasları listesinde.Nea Moni ManastırıOmuzları ört dediler, örttük.Ben çan çalmaya devamAvgonyma’ya da uzaktan selam ettikSakız’daki plajlara gelirsek…Burada bazı plajlar “organized”, bazıları ise “unorganized” olarak geçiyor. Bu ne demek? Organize olmayan plajda herhangi bir restoran, kafe, şezlong, şemsiye yok. Kendi imkanlarınla gideceğin ıssız ve bakir plajlar oluyor. Organize plajlar da bunun tam tersi.Biz Nea Moni’den çıkıp Anavatos’a doğru giderken yolda şöyle bir manzara gördük:Elinda koyuBu denize çarpıldık! Aşağı insek mi inmesek mi derken buranın Yorgo’nun da önerdiği Elinda Beach olduğunu anladık ve istikameti oraya çevirdik. Denizde bizden başka kimse yoktu, yüzerken suyun şırıltısı huzurun sesiydi. Bu plaj organize olmadığı için güneşin altında pişmeden orayı terketmek durumunda kaldık.İlk gün ise Pirgi’nin sahili meşhur Mavra Volia’ya gitmiştik. Buranın sahili taşlı ve taşlar volkanik püskürme sonucu oluştuğundan dolayı simsiyah.Mavra Volia plajıSiyah çakıllar volkanik püskürme sonucu oluşmuşMavra Volia’da da kafe veya restoran yok. Çok aceleniz varsa çok yakında Emporios koyunda restoranlar var. Burası küçük teknelerin bağlandığı bir liman köyü. Burada yüzülmüyor.Emporios köyüAcıkmıştık ve yemeğimizi beklerken yüzeriz biraz diye Mavra Volia’nın komşu koyu Komi beach’e gittik. Burası hem kumlu bir sahil, hem de restoranlar yani tavernalar var. Taverna demek restoran demekmiş, illa sirtaki oynanıp tabak kırılan mekan demek değilmiş. Komi beachte Nosatalgia adlı restoranda yiyip içtik. Hesabı istediğimizde sakız likörü de ikram ettikleri için sevdim bu mekanı.Komi beachSakız’da plaj diyince ilk akla gelen, ileride çoluğum çocuğum olursa tereddütsüz getireceğim plaj ise Karfas‘dır. Burası Sakız merkezin 7 km güneyinde oldukça sığ bir denize sahip. Tertemiz,sığ ve kumluk oluşu çocuklu aileleri cezbediyor.Üstelik şezlong şemsiye hizmeti de var. Yüzerken karşınızda Çeşme kıyılarına el sallayabilirsiniz. Karfas bölgesinde bol miktarda otel de var.Burası adanın turizm merkezi denilebilir.Karfas’da ise Oasis isimli bir kafede yedik. Yemek çeşidi az, fiyatı da nispeten pahalıydı. Karfas’da fotoğraf çekilmemişiz.Akşam yemeği için Chios’un 20 km kuzeyindeki Langada isimli balıkçı köyüne gittik. Burası sakin bir yerdi, sezon da kapandığı için boştu. Passas adlı restoran burada Türklerin en çok tercih ettikleri yerdi sanırım. Garson da gayet iyi Türkçe konuşuyordu. Akşam yemeğini denize sıfır masada lezzetli deniz ürünleri ile taçlandırmak istiyorsanız Langada köyüne gidin, üşenmeyin. Hava kararmadan giderseniz daha da keyifli olur. Passas’ta uzolu, mezeli, balıklı hesabımız kişi başı 17 Euro tuttu.Langada köyünde Passas restoranBu gezimizde her öğünde Greek Salad yedik. Greek Salad dedikleri şey irice doğranmış domates salatalık üzerine kare şeklinde kesilmiş Feta dedikleri peynirden ibaret olsa da bize çok ferahlatıcı geldi. Kapari de koyuyorlar Sakız’da salatanın içine.Sakız adasının kendine has bir birası da varmış, Ale tarzındaki bu biranın ismi Fresh Chios Beer. Değişik bir aroması var.Kahvaltımızı ise Sakız’ın merkezindeki büyük parkta yapalım demiştik.Çok efektif bir kahvaltı olmasa da çayın yanına süt getirdiler ve biz de bir deneme yapalım dedik.Sakız merkezde büyük bir park varÇayın yanına süt getirdiler, neden olmasın dedik.Bu adada alışverişin nabzı Sakız’ın merkezinde atıyor. Biz siesta saatinde gezdiğimiz için çok keyfini çıkaramadık. Adadan alınabilecek şey belli, sakız ve sakızdan yapılan ürünler. Siestada açık bulduğumuz lokal bir dükkandan sakızlı türk kahvesi, sakız reçeli ve sakız likörü aldık. Aldığımız yer meğer her yerde reklamını gördüğümüz Reçelci Rena imiş.Reçelci RenaRena sempatikliği ile ve çalışkanlığı ile gönlümü kazandı. Türkçe konuşması da inanılmaz tatlıydı, soru vurgusu ile “ben de istiyorum?” diyerek bana “likör tatmak ister misin?” diye sormuş meğer. Benim cevabım ve sonuç aşağıdaki gibiydi.Sakız likörü denerkenSakızı sadece gıda olarak değil, kozmetikte de kullanıp pazarlıyorlar. Sahildeki Mastic spa ve Mastiha shop isimli dükkanlar turistleri cezbeden dükkanlardı. Mastic spa ürünlerini formüle döken kişi de meslektaşımızmış. Hemen bir foto alalım:Mastic spa ürünlerini bir eczacı tasarlamışBu sefer adaya haftaiçi giderek ada halkının gündelik yaşantısına tanıklık ettik. Adaya dair bazı düşüncelerimi aklıma geldiği gibi kısa kısa yazıyorum:Bu adada özellikle kadınlar çok şişman. Neden ki acaba?Adalarda genç nüfus az.Yunanistan krizde olduğu için adalara olan rağbet artmış. Çünkü anakarada iş yok. Millet adasına dönüp ufak tefek bir şeyler yaparak geçimini sağlama derdinde.Türkiye’ye çok yakın olan adaların en önemli geçim kaynağı ve umudu Türk turistler. Esnaf Türkçe konuşabiliyor. Onlar da ihtiyaçlarını karşılamak için Türkiye’ye gelmeyi tercih ediyor.Turizm broşürlerinde, dükkan levhalarında ve bir çok yerde Türkçe açıklamalar görebilirsiniz.Sakız’da motorsiklet kullanımı çok yaygın. Bizim mahalledeki şişman Hafize teyze kılıklı kadınların bile motor kullanması pek alışkın olduğumuz manzara değil.Adanın köyleri çok ıssız. Bazı sokaklarda oturmuş 2-3 amca görüyorsunuz, onlar da biraz ters bakabiliyor size.Orta yaş ve üzeri teyzeler var ıssız sokaklardaBu Yunanlılar çok yüksek sesle konuşuyor sanki!Burada da diğer adalarda olduğu gibi yol kenarında içinde mum yanan küçük kulübeler var. Bu kulübeler o noktada trafik kazası geçirip ölmüş kişiler için yapılıyormuş. Merhum kişinin yakınları zaman zaman ziyaret edip mum yakıp su bırakıyorlarmış.Bu virajda ölen kişi adına yapılmış hatıra kulübesiSakız adasını orman yangınları mahvetmiş. Gerçekten üzücü…Bunun gibi bir çok alan vardıSakız Adası’nın kuzey bölümünü keşfedemeden gezimizin sonuna geldik. Şimdi ada sizleri bekler…Sakız HatırasıSakız’da Olgun ile ikimizin tek fotoğrafıBunu paylaş:Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)İlgili Paylaş Alışveriş , Avrupa tatili , deniz tatili , Şehir turu , Yunan Adaları , yunanistan tatili