Mykonos Gezi Notları4 Eylül 20126 YorumKategori : Mykonos , Yunanistan , Yurt dışı Seyahatleri60 Mykonos'a gün batımı zamanı vardık. Ama gemiden vizesiz çıkış işlemleri tamamlanana kadar güneş battı gitti. Siz siz olun, değirmenlerin olduğu tepeden güneşin batışını kaçırmayın 🙂Mykonos rüzgarıyla meşhurmuş, mutlaka bir hırka alınması tavsiye edildi. Rüzgarsız gün sayısı çok azmış. Biz de ona denk gelemedik tabi 🙂Adaya inince gördük ki bitki örtüsü diye bir şey yok, oldukça kel bir dokusu var. Mimari ile güzelleştirilmiş, barları ve çılgın partileri ile ününe ün katmış bir yer.Bitki örtüsü yok, rüzgarı çokÇok karmaşık dar sokaklara sahip olsa da daha kaybolan görülmemiş. Aslında Bodrum veya Alaçatı'nın ara sokaklarına benzer bir atmosfer vardı. Çook şirin ve yaratıcı hediyelik eşyalar görüyoruz çarşıda gezerken. Fotoğraf çekimine izin vermedi dükkan sahipleri. Yine de zevkli bir gezi. İlk başta çok karmaşık gelse de bir süre sonra hep aynı sokaklarda turladığımızı farkediyoruz.Taş zemin sokaklarMykonos SokaklarıSokaklarda gezerken şanslıysanız adanın sembolü Pelikan Petro'ya rastlayabilirmişsiniz. Bu sembol bir heykel değil, kanlı canlı bir pelikanmış. Biz tanışamadık kendisiyle 🙁Uzo ve deniz ürünlerinin tadına bakmak için bir restorana oturuyoruz. Merkezde herhangi bir restorandı, adını hatırlamamakla beraber çok da bayıldığım bir yemek olmadı.Ortamımız güzel ama…Yemeğimiz biraz yağlıydıAdanın Little Venice yani Küçük Venedik denen kısmında tam deniz kenarında şirin kafeler vardı. Güneşin batışı buradan kokteyl içerek izlenirmiş, benden söylemesi! Akşam vakti de oldukça kalabalıktı aslında.Dar sokaklarda ilerlerken çok sayıda şapel görüyoruz, her biri küçücük, 10ar kişilik ibadet yerleri gibi tasarlanmış.Yolda gördüğümüz şapellerden biriBize gemide çılgın Mykonos eğlencesi için plajlardan birine gitmemizi önerdiler. Tabi sıkı sıkı tembih ettiler, "Eğer eşinizi çok kıskanıyorsanız buralarda rahat edemeyebilirsiniz, cinsiyete bakılmaksızın herkes herkese sarkabilir" dediler.Biz de eşim Olgunla düşündük taşındık, o kadar kıskanç olmadığımıza karar verdik ve saat 11'de atladık bir dolmuşa, Paradise Beach e gittik 🙂 Gittiğimizde çılgınlığın yerinde yeller esiyordu. Meğer buraya gece 1 den sonra gelmek gerekirmiş. Bizim de o kadar vaktimiz olmadığı için sakin sakin kokteylimizi içip geri döndük. Paradise Beach' de Cavo Paradiso'nun reklamını çok duyduk, çılgın partilere ev sahipliği yaparmış bu club.Gayler ile tanışmaya hazırdımSakin bir plaj bizi bekliyorduEğer saat müsait değilse Paradise Beach de vakit kaybetmek yerine merkezde Skandinavian gibi bir barda eğlenceye akılabilir.Meğer ortam buradaymışSuper Paradise Beach de bir başka ünlü plajıymış adanın. Eşcinsellerin ve çıplakların takıldığı bu plajı cennet yapan da özgür ortamıymış.Mykonos ve Yunan Adaları Türkler tarafından çok tercih edilen bir yer. Her yerde Türk'e rastlamaya alışmıştık, restoranın birinde Armağan Çağlayan'ı görmeyi de sindirdik ama Söke'den eczanemden tanıdığım hastalarımla karşılaşacağım asla aklıma gelmezdi. Böylesine de ilginç bir tesadüf yaşamış olduk 🙂Gündüz gözüyle göremesek de beyaz evleri, çiçekli balkonları, zeytin ağaçları ve ışıl ışıl kafeleriyle çok fotojenik bir adaydı.Bunu paylaş:Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)İlgili Paylaş Avrupa tatili , deniz tatili , Gemi Seyahati , Yunan Adaları , yunanistan tatili