Kos Adası Gezi Notları26 Haziran 201432 YorumKategori : Kos Adası , Yunanistan , Yurt dışı Seyahatleri24 Yakın Yunan Adaları Rehberi yazımda belirttiğim gibi Yunan Konsolosluğundan 2 yıllık Schengen vizesi aldık. Vizemiz ile başka ülkelere girebilmek için öncelikle Yunanistan’a giriş çıkış yapmamız gerekiyordu. E bunu Ramazan Bayramı’ndan önce halletmeliydik… (Ramazan Bayramı’nda nereye gideceğimizi çok yakında instagram’dan paylaşacağım, merak edenler “ayagimin_tozuyla” hesabını takip edebilirler)Gezilerimi takip etmek için instagrama!Üstelik bu hafta içi bizim evlilik yıldönümümüzdü. Kuru kuru bir yemekle geçiştirecek değildik 😛 Birlikteliğimizin çokuncu, evliliğimizin 3. yılı bu boru değil, şöyle anlı şanlı bir hafta sonu tatili yakışırdı bize… Kısacası bana gezmek için bahane çoktu… Biz bu hafta sonu Kos’a gitmeye mecburduk diyeyim, siz öyle anlayın 🙂Neden Kos? Söke Bodrum’a 1buçuk saat uzaklıkta. Bize yakın olan Samos ve Sakız’a geçen sene gitmiştik. Sıra Kos’a gelmişti… Hem evimize yakın, hem de uçaksız yurtdışı. Çok seviyorum ben bu komşuculuğu…Siz Bodrum’a bizim kadar yakın olmasanız bile uçakla ulaşım gayet kolay. Uygun fiyatlı uçak bileti için turna.com sitesine göz atabilirsiniz.Feribota binince böyle güzel manzaralara da maruz kalıyorsunuz tabi…Amacımız cuma akşamından Bodrum’a gidip Gümüşlük’te romantik akşam yemeği yiyip bir pansiyonda konaklamaktı. Cumartesi sabah da Kos’a Turgutreis’ten geçeriz diye plan yapmıştık.Nitekim cuma akşamı iş çıkışı hemen yola koyulduk. Bafa gölünü geçtiğimiz anda ben pasaportlarımızı evde unuttuğumu fark ettim. Sen kalk “Seyahat bavulumda neler var” diye liste yap, blogda yayınla, sonra da kendi listene bakmadan yola çık… Kendimi kınıyor, sizlere de listeme göz atmadan yola çıkmamanızı tavsiye ediyorum. Liste için buraya tık tık.U dönüşünün ardından romantik akşam yemeği için Didim’e sapıyoruz. Marina’da Keyf Restoran’da mükemmel bir yemek yiyoruz. (Burası da başka bir yazının konusu olabilecek güzellikte bir yerdi.) Akşam evde yatıp cumartesi sabah erkenden Turgutreis’e gidiyoruz. Tabi ben “feribot biletini keşke Bodrum’dan alsaymışım” diyorum ama, oldu bir kere…Kos adası’na Bodrum’dan veya Turgutreis’ten feribotlar kalkıyor. Kos’a Gidiş dönüş bilet fiyatları günübirlik giderseniz 19 euro, kalmalı gideriseniz ise 30 Euro şeklinde. Yolculuk 45 dakika sürüyor. Konforu fena değil, rahat edersiniz. Önemli uyarı: Biletlerinizin çıktısını almadan gitmeyin!Feribot bileti satan firmaları toplu olarak görüp fiyat – sefer sorgularını tek çatı altından yapmak için Feribotlines sitesinden yararlanabilirsiniz.Feribotun içi de böyle…Turgutreis – Kos arası 45 dakika sürüyor. Bodrum biraz daha uzun sürebiliyormuş feribot ile. Katamaranların daha hızlı olabileceğini okuduk.Feribottan inip gümrükten çıkınca size pansiyon önerecek aracılar kol geziyor. Ben gittiğim yerde otel aramayı pek sevmiyorum. Hem zaman kaybı gibi geliyor, hem de bir otele girip orayı beğenmezsem söylemekte zorlanıyorum. O yüzden internette beğendiğim yeri ayırtmak daha işime geliyor.1 gece konaklayacağımız için şehir merkezinde Cathrine Otel‘i tercih ettik. Feribottan yürüyerek otele ulaşabiliyorsunuz. Rezervasyonu booking.com dan yaptık. 1 gecelik oda fiyatı 87 tl idi, yani 30 Euro. Otelde 20 euroluk odalar da vardı, ama biz yenilenmiş odaları tercih ettik. Yine de ucuzdu.Yunan adalarında otellerden çok fazla bir şey beklememek lazım. Genelde şampuan filan olmuyor odalarda (Cathrine’de olması beni şaşırttı), tek kullanımlık terliği hayal bile etmeyin. Tabi ben hep ucuz yollu tercihler yaptığım için böyle. Kesenin ağzını açarsanız elbette her türlü hizmet vardır. Sonuç olarak Cathrine Otel’ den memnun kaldığımızı söyleyebilirim.Arabamızı da otelden kiralamayı tercih ettik. 2 günlüğünü 50 euroya kiraladık, belki daha ucuza da bulunabilirdi. Çok pazarlıkçı tipler değiliz 🙂Kos Adası’nı araba ile gezerseniz adanın önemli kısımlarını 1 gece konaklayarak bitirebilirsiniz. Motor, bisiklet ve buggy kiralama seçenekleriniz de var. Buggy ne mi? İşte bu:Bu araca “buggy” deniliyor, böcek yani 🙂 Kiralayabilirsiniz.Adada yollar tek yöndü ve biz bir kaç kere kaybolduk. Aslında zor değildi ama bazen oluyor işte… Arabamız da biraz konforsuz olduğu için Olgun bazen sıkılıp offladı. Bence abartılacak bir şey yoktu 🙂 (Biraz şikayetten zarar gelmez:))Adada yollar böyle idiZamanınız geniş, bütçeniz dar ise araba kiralamanız şart değil, Adada toplu taşıma var. Sahillere giden otobüsler ile yolculuk edebilirsiniz.Kos Adası’nda gezilecek yerler:Kos adasının önemli gezilecek yerleri genelde Kos merkezde. O yüzden günübirlik gelen bir kişi araba kiralamadan Kos merkezi yürüyerek gezebilir, yürüyerek gidilebilen plajlarda denize de girilebilir. Ama daha güzel plajlar için araba şart.Merkezde gezilecek yerleri panoromik olarak gösteren mini trene binmek ilk aktivite olabilir. Mini tren ile önce adayı tanıyıp sonra yürüyerek gezebilirsiniz. Biz mini treni yanlış yerde beklediğimiz için bu turu kaçırdık ve yürüyerek gezdik.Kos Adası Hipokrat’ın memleketi. Hani şu yemini ile meşhur, tıbbın babası! Hipokrat meydanındaki koca ağaç Hipokrat Ağacı olarak geçiyor. Zamanında Hipokrat’ın öğrencilerine bu ağacın altında ders verdiğine inanılıyormuş. Bu inanışın gerçek olmasını çok isterdim ama Hipokrat 2400 yıl önce yaşamış, ağaç ise araştırmalara göre ancak 570 yaşlarında.Hipokrat ağacıHipokrat Ağacı gölgesinde bir Osmanlı çeşmesi. Suyu şifa olur muydu bilemiyorum…Hipokrat Ağacı’nın yanında Loziya Camii ve yine merkezde begonviller arasından yürüyerek ulaşılabilen Defterdar Camii Osmanlı’nın adada bıraktığı izlerden.Kos’ta Loziya CamiiZakkum ve begonviller arasından geçtik ve…Defterdar Camiine ulaştıkHipokrat Meydanı’ndan köprüyü geçerek Neratzia Kalesine varıyorsunuz. Giriş 3 Euro. Biz girmedik, kapıdan bir kaç poz çekip çıktık. Bu kaleyi Rodos şövalyeleri Osmanlı’dan korunmak için yaptırmışlar. Ama sonuç net, korunamamışlar!Kaleye giden köprüKaleye giden köprüNeratzia KalesiKos merkezdeki agora kalıntısı ise tam bir açık hava müzesi. Tarihi kalıntıların olduğu bölümü gezip, yine buradaki arkeoloji müzesini de ziyaretinize dahil edebilirsiniz.Açık havada tarihi kalıntılarSağlık ve tıbbın yeşerdiği bu adada Asklepion harabeleri de tarih meraklılarınnı görmesi gereken bir yermiş. Kos şehir merkezinden 5 km mesafede, şehire hakim bir tepe üzerinde, sağlık tanrısı Asklepios’a adanan bir eski çağ hastanesi imiş burası. Mini tren güzergahında yer alıyormuş Asklepion, trene binen burayı da görüyor yani.Bir de Platini diye bir Türk mahallesi varmış. Biz gitmemeyi tercih ettik. 2 günlüğüne gelmiştik ve henüz kebabı özlememiştik 🙂Kos merkez bu şekilde, merkeze yakın sahillerden denize girmek mümkün. Ama uzaklara gidelim derseniz çok daha güzel plajlar sizi bekliyor…Ada’nın öbür ucu olan Kefalos tarafındaki plajlardan Ag. Stafenos bizim ilk durağımız oldu. Yolları bilmediğimiz için Kos merkezden buraya ulşmamız 1 saati buldu. Sahildeki tarihi kalıntılar ve denizin ortasındaki kayalıkta yükselen kilise burayı ilginç kılıyordu. Sahil kumlu olmasına rağmen denizin içi taşlıktı. Paletimizi ve deniz ayakkabımızı yanımıza almamış olmamız bizi pişmanlıklara gark etse de, 1 yıldır kuma basmayan ayak tabanlarımızın hassaslığını gidermek için iyi bir fırsat oldu.Ag. Stafenos plajıPlajda tarihi kalıntılarDenizin ortasındaki kayalıkta mavi çatılı bir kilise vardıDeniz henüz tam ısınmamıştı, ve biz üşüme fobisi ile girmeye çekindik. Bu konuda ben öncü oldum ve Olgun’u ikna ettim, suya girdik. Yüzerek karşı kayalığa ulaşıp karaya çıktık. Bu noktada kiliseye tırmanmak gerekiyordu. Şimdi de korkaklık etme sırası bendeydi. Zaten 15 dakika önce ayağımı sivri bir kayaya çarpıp düşmüştüm, bir de yalın ayak tepelere tırmanmak benim için kolay olmayacaktı. Bu sefer Olgun beni cesaretlendirdi ve kiliseye çıktık. Kendimi oraya çıkabildiğim için zafer kazanmış zannetmem yalnız 2 dakika sürdü, çünkü 7-8 yaşlarında bir çocuk ardımdan hiç korkmadan tepeye tırmanıvermişti! Kıssadan hisse: O kadar da zor değil, kayalığa yüzün ve kiliseye çıkın. Yanınıza deniz ayakkabınızı alırsanız rahat edersiniz!Çirkiniz mirkiniz ama kiliseye tırmandık 😛Biz Ag. Stafenos’ta çok eğlendik. Burada şezlong şemsiye kiralamadık, bulduğumuz bir gölgeliğe attık havluları. Genelde 2 şezlong 1 şemsiye kirası 5-6 Euro civarı. Burası çok organize bir plaj olmadığı için acıkınca Paradise Beach e geçtik.Paradise Beach adanın en popüler ve kozmopolit plajı. Yine Kefalos bölgesinde. Denizi ve sahili kum. Yemek yenecek, su sporları yapılacak tesisler var. Biz Paradise Beach Bar’da yerimizi aldık. Ortam çok güzeldi. Bira eşliğinde Gyros yani döner yedik, Yunan usulü 🙂Paradise plajıParadise Beach BarParadise Beach Bar’da bir şeyler yerseniz kumsalda oraya ait şemsiye ve şezlongları ücretsiz kullanabiliyorsunuz. Tabii yer varsa.Geri dönüş yolunda Mastichari kasabasının sahilinde popüler bir mekan olan Tam Tam Beach‘e uğradık. Güzel bir yer olduğunu gördük ama bu tarafta deniz feci dalgalı idi. Mastichari’ye Kos merkezden yarım saatte ulaşabilirsiniz.Tam Tam Beach de ortam güzeldiFakat deniz dalgalı idi…Tigaki Beach de merkeze daha yakın bir seçenek olarak tercih edilebilirmiş.Kos adasını görmeye değer kılan bir başka şey de termal su kaynağı. Biz pazar günü rüzgarlı bir güne uyandık. Merkezden çok da uzaklaşmayalım dedik ve termal suyun olduğu plaja gittik. Yol yaklaşık 15 dakika sürüyor.Empros Thermi plajında baktık ki herkes arabasını yola yani tepeye bırakıp, şose yoldan yürüyerek aşağı iniyor. Biz de sürüye uyduk ve yürümeye başladık. Önce aşağı eşekler ile inilebildiğini gördük, Santorini’yi hatırladık. Daha sonra ise aşağı arabaların da indiğini anladık. İniş kolaydı da, çıkış zor oluyor. Spor olsun derseniz yürüyerek inin.Denizin içinde göl gibi sığ bir bölüm var. Burada su bildiğiniz sıcak, hatta yer yer kaynar. Serin yerleri bile banyo suyu kıvamında. Bu doğa mucizesinde vakit geçirip sıcak suda rahatladık.Empros Thermi’de su çok sıcak!Kos Town’da tarihi atmosferi soluyup birbirinden güzel plajlarda yüzdükten sonra geriye kalan en güzel şey dağın tepesindeki Zia Köyü’nde güneşin batışını izlemek. Alışveriş yapıp bir şeyler yiyebileceğiniz hoş bir köy Zia.Dağ eteğinde Zia KöyüZia’dan manzara Zia’nın gün batımı meşhurKos’ta yapamadığım için içimde kalan tek şey tekne turu oldu. 3 adalar turunda Kalymnos, Pserimos ve Plati adalarını görüp bolca yüzme imkanı oluyormuş. Fazladan gününüz olursa mutlaka katılın…Kos merkezden tur tekneleri kalkıyorKos’ta neler yenir?Bir Yunanistan klasiği, deniz ürünleri ve Greek Salad! Kalamar, karides türü şeyler Türkiye’deki gibi ortadan yenen meze olarak hazırlanmıyor, epey doyumluk birer porsiyon olarak sunuluyor.Klasik bir Yunan sofrasıBiz Paradise beach Bar da öğlen yemeğinde Gyros yani döner yedik. Yanına tzatziki yani cacık ve Greek Salad söyledik. Yunan döneri bizimki gibi güzel değildi. Buranın Greek Salad’ı da geçen sene Sakız’da yediklerimiz kadar zevk vermedi. Birer bira ile hesabımız toplam 20 euro tuttu.Akşam yemeğimiz gün batımı manzarası eşliğinde Zia Köyü’ndeydi. Oromedon adlı restoran en popüler yerdi sanırım. Biz manzaralı masa kalmadığı için karşı restorana geçtik. Taverna Avli fiyat performans olarak çok süper değildi, bence Oromedon’u zorlayın. Trip Advisor’a göre de Oromedon Zia’daki en iyi restorantmış.Zia’dayızKos merkezde önerim ise tabii ki Nick the Fisherman! Adaya gelen her Türk burada yiyor sanırım, gittiğimiz saatte bütün masalar Türktü. Ama yemekler hakikaten lezzetliydi. Foursquare’de menüden “Stuffed calamari with cheese” yani peynir dolgulu kalamar önerilmişti. Ama ben “octopus balls” yani ahtapot köftesini de çok öneriyorum. Kos’ta yediğimiz en başarılı yemekler buradaydı.Mücver görünümlü olan octopus balls, tavsiye edilir!Gece hayatı çoğunlukla Kos merkezde. Hamam adlı kafe eskiden beri ünlü olanlardan. Kos Town’dan bir kaç kilometre uzaktaki Mylos Beach Bar da popüler bir mekanmış. Biz barların arasında yürüyüş yapmakla yetindik.Bar ve restoranlarda Dünya kupası heyecanını görmek mümkündü.Sitar isimli barın “piyasa” mekanı olduğunu keşfettim!Adanın bir çok yerinde Avea çekiyordu. Yurtdışı paketi satın almadan gittik, sorunsuz konuştuk ailemizle. İnternet her yerde çekmiyor, çektiği zaman da randımanlı değildi. Ama kafelerin wi fi internetinden faydalanıyorsunuz.Kos Adası’ndaki turist popülasyonu tahmin ettiğimden daha kozmopolitti. Türklerin yoğunlukta olacağını sanarken gördüğümüz Avrupalı turist yoğunluğu bizi şaşırttı.Bu güzel hafta sonunu dönüş feribotunda uyuyarak noktaladık.Dönüş yolunda Bodrum yine çok güzeldi, çok kalabalık olmadan gördüğümüz iyi oldu.Bodrum’a giderken yolda uğrayabileceğiniz yerler hakkındaki yazılarıma da göz atmak isterseniz:Söke’de Çöp şiş yemek için buraya tık tıkBafa Gölü kenarında gezinti ve kahvaltı molası için buraya tık tıkBunu paylaş:Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)İlgili Paylaş Avrupa tatili , deniz tatili , kültür turu , Yunan Adaları , yunanistan tatili