Kirazlı Köyü – Kuşadası

Bu haftasonu burnumuzun dibinde bir keşfe çıktık. Kuşadası'na bağlı Kirazlı köyüne gittik. Ayağımın tozuyla anlatmaya başlıyorum…

Burası Kuşadası'na 11 km uzaklıkta bir köy. Kazılarda çıkan şarap küplerinden ötürü köyün ilk adı "Küplüce" imiş. Daha sonra ağırlıklı olarak bulunan kiraz ağaçlarından esinlenerek Kirazlı ismini almış.

Köyün adı Kirazlı

Ege kültürünün dibine kadar yaşandığı bir köy Kirazlı köyü. Verimli topraklarından ötürü tanrıdan torpilli olan bu yer çoktan keşfedilmiş ve dünyanın dört bir yanından doğaseverler gelip bu köye çiftlikler kurmuşlar. Taş evlerin süslediği çiftliklerde en çok da meyvecilik yapılıyor.

Bu ve benzeri bir çok taş ev görmek mümkün

Organik tarım ve yerel üretim bu köy için çok önemli. Köylüler ürettikleri ürünleri evlerinin önünde satıyor, yazın organik pazarlar kuruluyor.

Organik ve yerel ürünler daha çok yazın satılmakta anlaşılan

Kirazlı'nın en meşhur aktivitesi kahvaltı. Köyün girişinden itibaren bir çok kahvaltı salonu karşılıyor sizi. Hepsi köy kahvaltısı veriyor, hepsi ev yapımı reçellerde iddialı. Buranın en "trend" restoranı Kirazlı Köy Sofrası. Genelde çok kalabalık, pazar sabahları 11'den geçe kalırsanız yer bulmanız çok zor.

Kirazlı Köy Sofrası

İyi haber, kışın da açıklar

Sadece kahvaltı için değil, keşkek, mantı, sarma ve gözleme yemek için de gelebilirsiniz. Biz keşkeğini çok beğendik.

Kışlık bölümü oldukça sempatik

Bizi buraya hangi rüzgar attı, biraz da onu anlatayım. Çok iyi anlaşıp çok sevdiğim ama pek de romantik bulmadığım, zaman zaman odunluğundan dem vurduğum biricik kocam Olgun beni utandırmaya karar verir ve sürpriz yaparak benden habersiz bir otelde yer ayırtır. Yola çıkana kadar nereye gideceğimizi benden gizlemeyi başarır.

Genelde ailenin organizatörü ben olduğum için, hafif de kontrol manyaklığımdan ötürü Olgun'un yaptığı organizasyona şüphe ile bakıyordum. Sonuçta benim elim değmediyse bir şeyler eksik olabilir 😛 Daha sonra bu düşüncemden utandığımı itiraf etmeliyim.

Olgun, Kirazlı köyünde varlığından haberdar olmadığım bir butik otel keşfetmiş, Ephesus Boutique Hotel. Ve otelin en güzel odasını tutmuş. Resimler ve benim tepkilerim ile bu oteli anlatmak gerekirse…

Ne sevimli bir "hoşgeldin" 

Lobisi de hoş görünüyor, otantik

Odaya adım attım, dikkat güllere basma!

Yok artık! Odada küvet mi var?

Bu oda bir harika dostum!

Şömine de var, daha ne isterim!

Güller ve mumlar normalde bizim romantizm anlayışımızda pek yer tutmaz ama arada bir iyi geliyormuş…

Asıl amacımız şömine idi, kestanemizi aldık, şaraplar da oteldendi. Şömine sonrası oda biraz is koksa da keyifli bir gece geçirdik.

Şömine keyfi

Otelde her şey özenle dizayn edilmiş. Sahibi Mustafa Bey, eşi ve küçük kızları oldukça güleryüzlü ve hoşsohbettiler. Tripadvisor'da da otel hakkında çok hoş yorumlar var, okumak için tık tık.

Bu butik otelde bizim kaldığımız odanın fiyatına belki her şey dahil konseptli bir lüks otelde de kalınırdı ama burda para verdiğiniz şey lüksten ziyade doğal ortam. Çok da atraksiyonlu bir muhit olduğunu söyleyemem, kafa dinleme amacıyla gelmeli. Kısacası buraya gelirken ne aradığınızı bilmeniz şart.

Pazar sabahı ailemizi de çağırdık ve pazar kahvaltısını hep beraber otelde yaptık. Reçeller, yumurtalar, domates ve biberin kendi imalatları olduğunu bilmek kahvaltının değerini çok arttırıyor.

Bu köy Selçuk, Meryem Ana, Şirince gezi hattına da yakın, Kuşadası'na da. Çeşitli kombinasyonlar yapılarak gezilebilir. İster konaklamalı, ister kahvaltıya gelin. Ama bir pazar gününüz Kirazlı'dan geçmeli. Hele de haziranın ilk haftası kiraz festivaline denk gelirseniz tadından yenmez.

Kirazlı Hatırası