Gezmeyi Çok Seven Annelerle Söyleşi12 Mayıs 201716 YorumKategori : Röportaj8 Bu anneler gününde internet camisından tanıdığım gezmeyi seven annelerle biraz sohbet etmek istedim. Düşündüm ki böylelikle gezmek isteyip cesaret edemeyen annelere ve çocuk sahibi olunca gezemeyeceğinden korkan anne adaylarına biraz ilham ve cesaret hediye etmiş olabilirim. Birçok blogun aksine, benim hediyem çekilişsiz, kurasız. Bakış açısı, fikir, ve vizyon içerikli 🙂Gezgin annelere geçmişlerine ve tecrübelerine göre farklı sorular sormaya çalıştım. Onların hayallerindeki rotalardan etkilenip yeni hayaller kurmaya, verdikleri tavsiyeleri dinleyip ders çıkarmaya varsanız; buyrun başlayalım okumaya…(Annelerin sırasını yazının kurgusuna göre düzenledim. Takipçi sayısıyla veya başka bir durumla ilgisi yoktur.)Gezen AnneEmbiye Ülgen, namı değer “gezen anne” 3 ve 7 yaşında 2 çocuk annesi. Çocukla gezebilmekten daha zor bir şey varsa 2 çocukla gezmek ve bunca işin arasında anılarını kaleme alabilmektir. Embiye, birçok dergiye çocukla seyahat etmeye dair yazılar yazan, gittiği rotaları en ince ayrıntısı ile anlatan bir anne. Embiye’ye sordum:A.T: Çocukla gezebilmenin zorluklarıyla nasıl başa çıkıyorsun? Hem de 1 değil, 2 çocuk. . .Zorluk, ebeveyn olmanın özünde var. Nasıl, çocuk yetiştirmek çok zor deyip, anne baba olmaktan vazgeçmediysek; çocuklarla gezmek zor deyip eve kapanmayı da düşünmedik hiç.Birbirine arkadaş olabildikleri için, bazen iki çocuklu olmak, tek çocukluluktan bile daha iyi. Ama tabii ki her şey toz pembe olmuyor, o da gezilerimizin tuzu biberi diyelim. 🙂Çocuklu gezilerimiz esnasında onların sıkılıp bunalmamaları için oğullarımın bol bol koşuşturup eğlenebilecekleri rotaları seçiyoruz. Parklar, trafiğe kapalı caddeler, meydanlar, her türlü toplu taşımaya binme eğlencesi bizim favorimiz. Gitmeden önce gidilecek yer ile ilgili dersime iyi çalışıyorum ama plan konusunda olabildiğince esnek davranıyorum.A.T: Çocuklu ailelere önerdiğin yurt dışı veya yurt içi rotalar nereler?Roma ailecek gidip çok güzel vakit geçirdiğimiz bir yer oldu. Çocuklar meydanlarda koşuşturdu, biz de bir köşedeki kafeye oturup onları izledik tatilin keyfini çıkartabildik.Yurt içinde Eskişehir, Kazdağları, Bolu gölleri, Doğu Karadeniz, Edirne, Kapadokya, Akyaka, Çıralı, hatta Gaziantep ailecek harika vakit geçirdiğimiz yerler.Gezen Anne’yi takip edip ilham almak için www.gezenanne.com www.instagram.com/gezenanneBorn To Lough!Deniz Tarhan, bloğunun isminin hakkını veriyor, gerçekten gülmek için doğmuş olmalı. Mutluluğu paylaşımlardan okunuyor, size de bulaşıyor 🙂 2 yaşındaki oğlu Ada’nın tüm doğum günlerini bir adada kutlamak gibi ilginç bir amacı da var. Deniz’e sordum:A.T: Ada dünyaya geldikten sonra seyahatlerinizde neler değişti?Çocukla yaptığımız seyahatlerde hem konaklama, hem de gezilecek yerler onun ihtiyaçlarına göre şekillenmeye başladı. Örneğin, gece geç saatlere kadar gezmeyi seven bir çift olarak artık oğlumuzun akşam uykusu saatinde bizim için gün bitiyor. Çünkü zamanında uyumazsa sabahlayabiliyoruz. Ben de konaklama için balkonlu odaları seçiyorum ki oğlum uyuduktan sonra en azından sohbet edebilelim.Ayrıca mümkünse odasında küçük bir mutfak olan otelleri tercih ediyoruz ki arada bir ona tarhana yapabilelim.Oğlumla gittiğimiz seyahatlerde gezilecek yerler listemin çok yoğun olmamasına gayret ediyorum. Keyif almak için yaptığımız bir şeyi eziyete dönüştürmeye hiç gerek yok çünkü.Ne kadar ona göre planlama yapsak da çocuklu seyahatlerde eşimle eskisi gibi rahat aktivite yapamıyoruz. Birlikte yemek yiyebilmek bile bizim için lüks.A.T: Peki Ada’ya özel aktiviteler yapıyor musunuz gezilerde?22 aylık olduğu için henüz ona özel bir aktivite ayarlamadım. Şimdilik gittiğimiz yerlerde park, bahçe, atlı karınca varsa kaçırmıyoruz sadece 🙂 İki yaşından itibaren çocuklara özel düzenlenen birkaç saatlik etkinlikleri de programımıza dahil etmek istiyorum. Mesela bir arkadaşım Kopenhag’ta bir modern sanat müzesinde gerçekleşen yaratıcılık atölyesine götürmüştü oğlunu, harika vakit geçirmişler.Deniz’e verdiği güzel fikirler için teşekkür ederiz. Deniz’i ve Ada’yı takip etmek için:www.hohhoyyt.com www.instagram.com/hohhoyytGümüş PusulaHande Çilek’i tanıyıp hayran olmayan var mı bilmiyorum. Gittiği sıradışı yerler, harika fotoğrafları ve naif duruşu ile tam bir ilham kaynağı. Los Angeles’ta yaşayan Hande, 4 yaşındaki Ela’nın annesi aynı zamanda. Hande’ye sordum:A.T: Ela ile hangi dönemde gezmek daha kolaydı? Büyüdükçe işler zorlaşıyor mu, kolaylaşıyor mu?Bebekken yanımıza ekstra eşyalar almak zorunda kalıyorduk: Bezi, maması, ek gıdası gibi. Bu anlamda işler kolaylaşmış olsa da Ela’yla 2 yaşın altındayken seyahat etmek daha kolaydı. O dönem istekleri ve kaprisleri çok yoktu. Büyüdükçe ve kendine ait zevkleri oluştukça onu oyalamak çok daha zorlaştı. Belli yaştan sonra her şeye kendileri karar vermek istiyorlar ve birlikte hareket etmek eskisi gibi kolay olmuyor.A.T: Ela ile Avrupa’da refah seviyesi yüksek yerlere de gittiniz, Fas, Meksika gibi sıradışı yerlere de. Sence zorlu rotalar çocukla daha zor hale geliyor mu?Bence arada çok fark yok. Gittiğimiz yerde ne kadar çok ilginç olay yaşarsak çocuklar o kadar eğleniyor. Mesela Fas’ta maymun, yılan, bukalemun deve derken kızım Ela kendinden geçti. Avrupa’da eğlendiğimizden daha çok eğlenmiştik ailece.A.T: Peki Ela’yı başka nerelere götürmek istiyorsun?Ela hayvanları çok sevdiği için onu Afrika’da safariye götürmeye kalktık. Oturduk, araştırdık 4 yaşındaki çocuklara önermiyorlar. Olması gereken aşılar ve alması gereken ilaçlar varmış. Tüm kaynaklar 6 yaş üstü sınır koyunca biraz üzüldük ama bu hayalimizden vazgeçmedik.Bizim gibi doğayı sevdiği için onsuz gittiğimiz Peru’ya biraz daha büyüdüğünde birlikte de gitmek istiyoruz. Oradan aldığımız kitaplardan, resimlerden ve tüylü lama oyuncaklardan Peru’yu çok sevdi ve Amazonlar’a gitmek Afrika’dan sonra en büyük hayali oldu.Hande’yle dünyayı gezmek için: www.gumuspusula.com www.instagram.com/hande.cilekGezenti AnneGezenti Anne Özlem Demir tam bir fenomen! Aynı zamanda bir ikiz annesi. İngiltere’de yaşıyor ama her an her yerde karşımıza çıkabiliyor. Gittiği restoranlarda çektiği harika yemek fotoğrafları ile ağzınızın suyunu akıtabilir. İkiz anneleri toplanın buraya, sizin için sordum!A.T: “İkizlerim var, gezebilir miyim?” diye soran o kadar çok anne var ki. . . Seni izlediğimizde görüyoruz ki cevap net: Gezilebilir. Bu işin zorlukları neler?İkizlerle gezmenin en büyük zorluğu ikiz sahibi olmanın en büyük zorluğu ile aynı aslında: Farklı zevklere ve isteklere sahip iki çocuğun ikisinin de mutlu olmasını sağlamak. Bu dengeyi kurma çabası seyahatlerde de zaman zaman yorucu oluyor.A.T: İlk ne zaman yollara düştünüz ikizlerle? Şu an kaç yaşındalar?Bizim ilk seyahatimiz 1,5 yaşındalarken Trabzon’a oldu. Sümela Manastırı’na tırmanışımız görülmeye değerdi. Şu an 8 yaşındalar ama rahatlıkla söyleyebilirim ki pusetli dönem daha kolaydı. Çünkü o zaman istediğimiz yere sürükleyip geziyorduk. Şimdi ise yürümek için hedef göstermen ve onları ikna etmek gerekiyor.A.T: Peki son soru: Eşinle ikiniz başa çıkabiliyor musunuz? İkizlerle gezilere büyük anne veya bakıcı götürmeye gerek var mı?İlk 2 yaş için ve ikiz oldukları için belki. Diğer yaşlarda bizbize olmak tüm zorluklara rağmen daha keyifli.Gezenti anne’nin maceraları için: www.gezentianne.com www.instagram.com/gezentianneNil Yeşili YollarNadiye Çağlar, 2 yaşındaki Nil’in annesi, miniklerin öğretmeni, gezmek isteyen annelerin ilham kaynağı. Bebekle 27 ayda 15 ülke devirmiş, Avusturalya’ya bile gezmeye gidebilmiş (Avusturya değil, Avusturalya. Hani şu dünyanın öbür ucu, güney yarım küredeki)Ben onu önce instagramdan, sonra Hürriyet Seyahat’teki röportajından tanıdım. İyi ki de tanıdım. Nadiye’ye sordum:A.T: Nil ile ilk ne zaman yollara düştünüz?Nil anne karnından olduğundan beri gezgin. İlk seyahatine, ben beş aylık hamileyken yaptığımız 10 günlük Balkanlar turu ile çıktı diyebiliriz 🙂 Doğduktan sonra da dört aylık olduğunda, artık anne baba olmaya alıştığımızı ve onunla yola çıkabileceğimizi hissettik. Uzun zamandır gitmek istediğimiz Almanya, Belçika ve Hollanda turunu yapmaya karar verdik.A.T: Seyahatlerde Nil’e dair neler biriktiriyorsun?İlk seyahatimizden itibaren gelecekte ona vermek üzere bir seyahat günlüğü hazırlamaya başladım. Üzerlerine nerede çekildiğini yazdığım birkaç kare fotoğraf, biriktirdiğim biletler, yaptığımız rotaya ait minik bir harita yapıştırdığım seyahat günlüğü, seyahatlerden sonra yapmayı en sevdiğim şey haline dönüştü. Nil gerçekten olayın ciddiyetine varacak yaşa gelince ona hediye edeceğim bunu.A.T: Bebekle gezmek çok yük taşımak demek. Seyahate giderken yanına neler alıyorsun? Hafif seyahat için annelere vereceğin tavsiyeler neler?Ben Nil’e yemek hazırlamak için minik bir elektirikli ocak taşıyorum yanımda. Büyük marketlerden 40-50 lira arası alınabilecek bu ocak gerçekten işimize çok yarıyor. Yanımda Nil’in günlük rutinlerinde yediği ürünlerden, bakliyatlardan minik minik hazırlanmış poşetler oluyor, ev tarhanasına kadar götürüyorum. Orada da ilk işim gözüme bir market kestirmek oluyor ve pratik her şeyi Nil için götürdüğüm küçük tencerelerde pişiriyorum. Taşınabilenleri gün içinde yedirmek üzere yanımda alıyorum.Yanınızda mutlaka olması gereken en önemli şey ise küçük bir ilaç ve acil durum çantası.Kıyafet konusuna gelince kalacağımız gün sayısından iki fazla kadar kıyafet yanıma alıyorum. Önemli olan mevsimine uygun kıyafet seçimi ve her hâlükârda minik bir battaniye ve mont yanınızda olmalı.Oyuncak olarak onu uçakta oyalayabilecek oyun hamurları, stickerlar, oyun kartları, kendi seçtiği küçük bir bebek ve mini bir kitap yanımızda oluyor. Çok fazla oyuncak taşımayı gereksiz buluyorum çünkü en güzel oyuncaklar doğa da gizli: Kozalaklar, dallar, yapraklar… Bu fırsatları değerlendirin, kendinizi boşuna yormayın.Nadiye’nin bir bloğu henüz yok, Hürriyet Seyahat’in internet sitesinde yayınlıyor yazılarını. Hatta öğrencileri ile gittiği “masal yolu” yazısını dört gözle bekliyorum. Instagram’dan takip edebilirsiniz: www.instagram.com/nilyesiliyollarBavulumdaki HikayeMelek Nur Fidan Bayraktar, instagramda harika fotoğraflar paylaşıyor, bu fotoğrafların altında ve bloğunda nokta atışı bilgiler veriyor. İnsanın içini açan ve seyahat aşkını tetikleyen Melek aynı zamanda 2 yaşındaki Naz’ın annesi.A.T: Naz ile ilk yolculuğunuz ne zamandı?Nazla ilk uçak seyahatimiz doğumunun 15. gününde Amerika’dan Türkiye’ye dönüş oldu. Aslında bu yolculuğu yapmasaydım çocukla gezme fikrine bu kadar inanır mıydım bilmiyorum. Benim için çok iyi bir deneyim oldu. Gerçek manada ilk seyahatimiz 6. ayında İskoçya’ya oldu.A.T: Naz’la kaç ülke gezdiniz? En rahat ettiğin ve en zorlandığın yerler nereleriydi?Şimdiye kadar Naz’la 10 ülke gezdik. Her ülkenin kendine göre zorlukları var elbet ama genel anlamda rahat ettiğim ve çocukla gidilebilecek en keyifli ülkelerden biri Singapur.Naz’la gittiğim hiçbir ülkeden pişmanlık duymadım, zaten çocukla seyahat etmenin kolay olmadığını bilerek yola çıkıyoruz fakat en zorlandığımız yer Bali adası idi. Çünkü hem yoları bebek arabası kullanmaya uygun değil, hem de hastalık riski taşıyan ülkelerden biri ve bunun endişesini yaşadık.Melek’i takip etmeyen çok şey kaçırır: www.bavulumdakihikaye.com www.instagram.com/bavulumdakihikayeGeziyorum Öyleyse VarımSema Taştan Çelepçi’yi son derece enerjik, içi dışı bir bir anne olarak tanıdım. Çakıl ile maceralarını ti ye alarak anlattığı yazılarına bayılıyorum.Sema’ya seyahat etmenin Çakıl’ın gelişimi üzerindeki etkilerini sordum:Biz seyahat ettikçe, farklı kültürlerle tanıştıkça dünyaya bakışımızın ne kadar değiştiğini fark ettik. Bırakın başka bir ülkeyi keşfetmeyi, üç adım ötedeki bir köy sofrasında yaptığımız sohbetler bile bize çok şey kattı. Hal böyle olunca çocuğumuzun da dünyaya tek bir pencereden bakmasını istemedik ve onu her seyahatimize ortak ettik. Bebekliğinden beri bizimle gezen Küçük Gezgin Çakıl, pek çok farklı kültür, din ve dille tanışma fırsatı buldu. Gittiğimiz her ülkede oraya özgü yemekler yedirdik ve bu sayede damak zevki oldukça gelişmiş olan,değişik şeyleri tatmaktan zevk alan bir çocuk haline geldi. Kuru fasulye ve pilav ikilisini sevdiği kadar Hint ve Çin yemeklerinin de hayranıdır kendisi.Kitaplardan öğrenemeyeceği kadar çok şeyi gittiğimiz yerlerde öğreniyor. Amerika’da neden bu kadar çok Çinli yaşadığını Sacramento’daki tren müzesinde öğrendi. Göç etmenin sadece göçmen kuşlara özgü bir şey olmadığı ve dünyada insanların iş bulmak için neden evinden kilometrelerce ötede yaşadığını burada anladı. Engellilerin yaşamla mücadelesini yine yollarda öğrendi. Siyahi, Hintli, Meksikalı, Çinli çocuklarla arkadaşlık edip parkta onlarla birlikte oynamanın keyfini çıkardı.Ve aslında o park onun dünyanın sadece bizden ibaret olmadığını anladığı yer oldu. Farklılıklara saygı duymayı farklı ülkelerdeki parklarda öğrendi.Çocukla seyahat etmek onların pek çok koşula ayak uydurmasını da sağlıyor.Bu da kendi yaşamında daha bağımsız, korkusuz, mücadeleci ve hatta eğlenceli olmalarının yolunu açıyor. Sizinle beraber 40derecede kan ter içinde ve ya eksi 15te titreyerek saatlerce gezen bir çocuğun hayattaki zorluklarla mücadelede bir adım önde olduğunu kabul etmek gerek.Biz Çakıl’ın yaptığı her seyahatten sonra dünyasının daha da değiştiğine ve geliştiğine tanığız… Denizde ufak köpek balıklarıyla yüzen, gittiği ülkenin dilini merak edip 3-5 kelime öğrenen, gittiği her müzeden cebinde onlarca bilgiyle çıkan, farklı ülkelerin sokaklarında bambaşka şeyler gören bir çocuğun biriktirdiği anıların kaymağını hayatının her alanında yiyeceğini düşünüyorum…Harika cevabı için Sema’yı tebrik ediyor, Çakıl’ın ne kadar şanslı olduğunu düşünmeden edemiyorum. Www.geziyorumoyleysevarim.com www.instagram.com/geziyorumoyleysevarimYollarda Hayat VarÖzlem benim enerjisine de yazı diline de bayıldığım bir blogger, artık arkadaşım da diyebilirim sanırım. İzmir ve civarının tüm kahvaltı mekanları, sayfiye yerleri ondan soruluyor. Gezmek için uzun tatiller aramıyor, günübirlik bile olsa bir yerlere kaçmaya üşenmiyor. 2 yaşındaki Arman’ı da hayatına ortak ediyor.Özlem tam bir babywearing annesi, yani bebeğini giyiyor, yani kanguruda taşıyor. Kanguruyu ben de çok seviyorum ama bebek arabasız hayat düşünemiyorum.A.T: Bebek arabasını yanına almadan, sırf kanguru ile yola çıkabiliyorsun. Bu zor olmuyor mu?Bebek arabasını Arman hiç sevmedi, ne zaman içine koysak kucağımıza gelmek için çırpındı durdu. Biz de zaten koynumuzda onun kokusu ve sıcaklığı ile dolaşmak konusunda aşırı istekliydik. Bu ikisi birleşince kangurular gibi kesemizde bebeğimizle ülke ülke gezer olduk.Ergonomik bir kanguru kullanmak bebek arabasına göre daha pratik. Asansör yerine yürüyen merdivenleri kullanabiliyor, kalabalık bir sokakta koşaradım yürüyebiliyoruz. Toplu taşıma araçlarına rahatça binebiliyoruz.A.T: Arman’la en son bir Singapur – Phuket seyahatine çıktınız. Ne dersin, 2 yaşında çocukla Asya’ya gidilebilir miymiş?Her ne kadar yemek kültürü farklı olsa da kesinlikle çocukla gidilebilir ve çok da eğlenilebilir. Özellikle Singapur her yere rahatça ulaşılabilen metro sistemi ile, çocuk parkları, hayvanat bahçesi ve yeşil alanları ile Phuket’ten biraz daha fazla kolaylık sundu. Phuket ise upuzun kumsalları, müthiş denizi, uygun fiyatları ve leziz meyveleri ile süperdi. Yemek konusunda yeterli önlem alınırsa rahatlıkla çocukla gidilebilecek yerler.Özlem’in maceraları için www.yollardahayatvar.com www.instagram.com/yollardahayatvarİki Ayak İziDidem Atçıoğlu benim internet camiasından tanıştığım bir meslektaşım. Güçlü bir iş kadını, aynı zamanda gezmeyi ve hayatını renklendirmeyi seven biri. Bu konuda birbimizden çok ilham alıyoruz. Didem, 4 ve 2 yaşlarında 2 çocuk annesi. Yakın zamanda oğlu Beyaz’ı Disneyland’e götürdü. Ben de bu konuda ona sorular sormak istedim.A.T: Disneyland’e gitmek tüm çocukların hayali. Siz Beyaz’ın bu hayalini gerçekleştirirken nasıl bir yol izlediniz? Disneyland’e kaç gün ayırdınız?Biz Disneyland’a 2 gün ayırdık, 1. gün Ana park, 2. gün Disney stüdyolarında eğlendik. West Wild Show’a ayırdığımız akşam, arenada gösteriyi izlerken ortaçağ usulu yemeğimizi afiyetle yedik. Diğer akşam ise yine Disney Village’da zaman geçirdik.Konaklama tercihim Disneyland’a yakın bir otel oldu. Seçtiğim otelin önünden geçen shuttle 10 dakika içinde Disneyland’da oluyordu. Zaman harcamadan ve yorulmadan parklara girebilmek çok önemli bir şey bence. Bu yüzden Paris içinde bir oteli tercih etmedim.A.T: Başka temaparklar var mı gitmek istediğiniz?Beyaz şu anda 4 yaşında ve lego oynamayı çok seviyor. Kızım da 2 yaşında, o da Lego Duplo serisine bayılıyor. Billund Legoland, Münih Legoland, Londra’da bulunan Harry Potter aktiviteleri, Orlando’da Disneyland’ın çeşitli parkları, Universal stüdyoları ilk aklıma gelen rotalar.A.T: Peki Türkiye ve civarında çocuk dostu otel önerilerin var mı?Kıbrıs- Elexus, çok güzel su parkı ve oyun alanı var. Malesef denizi güzel değil.Maxx Royal Kemer– Bu otel o kadar güzel ki, hiç merdiven derdi olmadan, heryere yürüyebiliyorsunuz. Bebek arabası kullananlar ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır. Çocuk oyun alanı çok büyük ve yemyeşil bir bahçe içinde, yine yaşça büyük çocukların seveceği oyun odaları da var. Bir de pastanesi malesef çok güzel 🙂The Lands of Legends– Henüz gitmedik ama havuzları çocuklar için olağanüstü görünüyor.Fikir alışverişimiz hiç bitmesin diyorsanız: 2ayakizi.com www.instagram.com/2ayak_iziMutlu DüşlerNimet’i pozitif elektrik saçan yorumları ile tanıdım ve sonra çocuklu hayata dair tavsiyelerine çok güvendiğim biri haline geldi. Yazın Muğla civarında yaptığı deniz tatilleri ile insanı kıskançlığa boğsa da şu an onun bilgisinden yararlanma vakti.A.T: Çocukla tatilde yurt içinde nereleri öneriyorsun?Dalaman’a bağlı Sarıgerme plajı ilk önerim. Yumuşacık ince kumlara ve sığ denize sahip. Çocuklu ailelerin rahat edebileceği plajda her türlü imkan mevcut. Plaja giriş ücreti ve plajda satılan ürünler de uygun fiyatlı.Civardaki otellerde konaklama yapabilir, ya da Dalyan’da konaklayıp araçla Sarıgerme’ye ulaşabilirsiniz.Bir de Marmaris’in gizli cennetlerinden Turunç’u öneriyorum. Sahilde bütün gün güneşlenip deniz keyfi yapabilirsiniz. Bu bölgede apart oteller yoğunlukta ve çocukla apart otellerde kalmak hem keyifli hem de rahat oluyor. Çarşı içinde uygun fiyatlı yeme içme alternatiflerinden faydalanabilirsiniz.Nimet’i takip için: www.mutludusler.com www.instagram.com/mutluduslerHomemade TravelsDilek Tarkan, benim bloğuna bakıp “inşallah burayı yazmıştır” dediğim bir blogger. Son zamanlarda annelikten bloğa çok yazı yazamıyorsa da biz tecrübelerimizi birbirimize aktarmaktan vazgeçmiyoruz. 1 yaşındaki Atlas ile şimdiden pek çok macera yaşadılar ama ben ona bu sefer yaşadıklarını değil, hayallerini sordum.A.T: Atlas’ı götürmek istediğin hayalindeki rota neresidir?Atlas’ı en çok götürmek istediğim yer Afrika’da safari. Eşimle birlikte 2012 yılında Tanzanya seyahatimiz sırasında tanıştık sonsuz düzlüklerle ve kendimizi National Geographic belgesellerinde hissettik. Çocukları hayvanat bahçesine götürmektense safariye götürme fikri o zamandır aklımda. Bence çocuklar yaşadıkları her farklı deneyimden bir şeyler öğreniyorlar ve mutlu oluyorlar. Bu sebeple onlara farklı deneyimler yaşatmak çok önemli.Hayallerini gerçekleştirirken Dilek’i izlemek isterseniz www.homemadetravels.com www.instagram.com/homemadetravelsVe ben Ayağımın TozuylaSeyahat etmeyi yaşam biçimi olarak görüp hayatın bir parçası olarak kabul ettiğinizde aslında çocuklu olmak veya olmamak çok farketmiyor.Ne demiş Peyami Safa:Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır; zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.Çocuklarına hayatı yaşatarak öğretmeye çalışan; illa yurtdışında pahalı rotalarda değil, şehirdeki parkta, yakındaki ormanda da keşifler yapan, çocukları hayatının bir parçası olarak gören ailelerin çoğalmasını diliyorum.Tüm anneleri olduğu gibi beni de takip edin olur mu? Diğer yazılarımdan ve çocukla seyahatlerimden haberdar olmak için siteme eposta ile abone olabilir, beni sosyal medyada da bulabilirsiniz:www.facebook.com/ayagimintozuylawww.instagram.com/ayagimin_tozuylaSorularıma cevap veren tüm annelere çok teşekkür ediyorum.Hepimize çocuklarımızla sağlıklı günler…Bunu paylaş:Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)İlgili Paylaş