Bodrum’da Zeki Müren Temalı Bir Tatil10 Şubat 20168 YorumKategori : Bodrum , Yurt içi Seyahatleri39 Ayağımın Tozuyla geleneğine aykırı bir tavırla eylül 2015’de yaptığımız tatili ancak yazıyorum. Bu bir otel tatili, o yüzden yazıp yazmamak konusunda kararsızdım. Ama otel tatiline ilgi duyan birçok okuyucumun da olabileceğini düşünerek yazmaya karar verdim. Üstelik benim bu hatıram da blogda yerini almış olur.2015 kurban bayramı eylül ayına denk geliyordu ve 4,5 gün tatil imkanı sunuyordu. Nur topu gibi bir yurt dışı tatili yapılabilecekken ben 30 haftalık hamile olduğum için, o sıralar yoğun çalışıp sırt ağrıları çektiğim için, 3 hafta sonra da Amerika’ya gideceğim için fazla uzaklara gitmek istemedim.Burnumuzun dibindeki Bodrum’a nedense çok sık gitmediğimizi farkedip rotayı oraya kaydırdım. Fakat eylülde, üstelik tatil zamanı Bodrum’un çok kalabalık olacağını düşündüm. Karnım burnumdayken restoran ve park yeri arayışları gözümde büyüdü. O yüzden her şey dahil bir otele kapağı atıp arada gezmeye dışarı gitmeye yönelik bir plan yaptım. Tabi son ana kadar “acaba Prag’a mı gitseydik” sorusu aklımdan çıkmadı.Kurban Bayramında bizi ağırlayan talihli şehir Bodrum oldu!Araştırmalarım sonucu da Voyage Bodrum Otel‘de karar kıldım. Sebepleri:1- Voyage grubunun Bodrum’da birkaç oteli var (Voyage Türkbükü, Voyage Torba gibi), ama Voyage Bodrum oteli sadece 16 yaş üstü müşterileri kabul ediyor. Bundan sonra bolca maruz kalacağımız çocuk gürültüsünden uzak tatil yapma fikri hoşuma gitti.2- Otelin konumu tam istediğim gibi bir tatil yapmama olanak tanıyordu. Bardakçı Koyu’nda Bodrum Kalesi’ne nazır bu otelin hemen yanından Bodrum merkeze “tekne taksiler” kalkıyordu. Kişi başı 6 lira vererek (tek yön) bu hizmetten faydalanabiliyor, arabamızı oynatmadan Bodrum merkeze gidip, gezip, otele geri gelebiliyorduk.3- Otel, akşamları canlı müzik eşliğinde bir eğlence sunuyordu. Saçma sapan animasyonlar veya disko müzikleri en son ihtiyacım olan şeydi.Rezervasyonu ETS tur üzerinden yapmak en avantajlısıymış. Biz de öyle yaptık. Deniz manzaralı odamızı ayırtıp, “inşallah sıkılmayız” diyerek tatili beklemeye koyulduk.Diğer Bodrum otelleri için: https://www.neredekal.com/bodrum-otelleri/Voyage bodrum torba için https://www.neredekal.com/voyage-torba-hotel/Ve 23 eylül 2015’de, Bodrum’da meydana gelen gelmiş geçmiş en büyük sel felaketinin hemen ertesi gününde Bodrum’a ulaştık. Söke’den yolumuz çok kısaydı, yine de zevk olsun diye Pınarcık köyünde mola verdik. Buranın raconu “odun ateşinde çay” eşliğinde gözleme yemek.Bodrum’a giderken mola verebileceğiniz bir çok güzel nokta var. Benim blogda bahsettiklerimden örnek vermek gerekirse:Söke’de çöpşiş yiyebilirsiniz mesela. Tık tık.Söke’yi biraz geçince Gelebeç Butik Kafe‘de ova manzaralı bir mola verebilir, daha da ilerisinde Doğanbey köyünde Dilek Yarım Adası’nın havasını soluyabilirsiniz. O da olmadı, Bafa gölü kıyısında kahvaltı edip göl kenarındaki Kapıkırı köyünü ziyaret edebilirsiniz.Voyage Bodrum Otel hakkındaki yorumlarıma geçelim:Otelin konumu gayet iyiydi, Bodrum merkeze ulaşımı çok kolay.Voyage Bodrum otelin bulunduğu Bardakçı KoyuAslında bu tür tatilleri kişileri yeni yerler görmekten alıkoyduğu için hiç sevmiyorum. Ama geldik bir kere, usülüne uyup yan gelip yatacağız!Hizmet kalitesi yüksek bir tesisti. Müşteri memnuniyeti ön planda.Otelin çeşitli yerlerinde saate özel ikramlar veriliyordu, yiyecek ve içecekler çok boldu. Tabii bu durumun getirdiği dezavantaj olarak da herkes gereğinden fazla yemek yiyor, yemek israfı yapılıyordu.Otelin restoranından manzaraBense formuna dikkat eden bir hamile olarak adeta otele kar ettirmek için orada bulunuyordum. “Ultra her şey dahil” otele para ödemiş klasik bir Türk gibi yemek ve içeceğe abanıp, alkolü sonuna kadar tüketen bir müşteri olamadım bu sefer… İçeceksiz geçen her dakika boşa giden para demekse, evet param boşa gitmiş olabilir.Gurme bir yanım yok ama ben yediğim kadarıyla yemekleri beğendim.Bir akşam yemeğimiz için ala carte restorandan yer ayırttık. Orada akordeon eşliğinde canlı müzik vardı ve çok hoş bir atmosferde yemek yemiş olduk.Akşamları canlı müzik olması tam bana göreydi. Eşlik edebileceğimiz yerli-yabancı şarkılarla eğlendik, unuttuğumuz bazı şarkıları hatırladık, Zeki Müren’i bol bol andık. Bir gece Şehnaz Sam, bir gece Ata sahne aldı. Sinan Erkoç da haftanın belli bir günü otelde konser veriyordu.Gündüzleri sahilde şezlonglarda uzandık, denize girdik, kitap okuduk. Fonda yine güzel müzikler çalıyordu.Şezlongumdan manzaraBardakçı koyunda deniz fena değildi, daha iyi olmasını umuyordum. Belki de fırtına ve sel sebebiyle bizim orada olduğumuz günler süper değildi. Yine de girdik, eğlendik. Kumsalı çok geniş değildi, ama Bodrum’da bu durum böyle sanırım. Denize kumsaldan veya iskeleden girebiliyordunuz. Böyle bir tatilin olmazsa olmazı bence kitap. Güzel bir kitabım olmasaydı bu tatil benim için sıkıcı geçebilirdi ve işte o zaman param boşa gitmiş gibi hissedebilirdim.Odalar aşırı lüks olmamakla birlikte rahatlıkla 4-5 gün sıkılmadan kalabileceğiniz konfora sahip. Bizim odamızın denize bakan kocaman bir balkonu vardı.Çocuk gürültüsü olmadığından mı bilmiyorum, çok sessiz ve huzurlu bir atmosferdi, otelden çok memnun kaldık. Belki ileriki yıllarda çoluk çocukla beraber yine böyle bir tatil yapma ihtiyacı duyarsam Voyage Torba veya Türkbükü otellerini tercih edebilirim.Huzurdan bir kareBodrum tatilimizin nasıl oldu da Zeki Müren temalı bir tatile dönüştüğünü anlatayım şimdi de:Biz Bodrum’a ulaştığımızda (arefe günü) bir gün önceki aşırı yağmurun etkisiyle puslu bir hava vardı. Bayramın birinci günü de bu durum devam etti. Baktık ki güneş bize yüzünü göstermiyor, biz de gidip “Sanat güneşini” bulmaya karar verdik. Yani Zeki Müren’in müze evini.Puslu bir Bodrum gününde güneşi aramaya çıktık…Zeki Müren’in müze evi için tekne taksiye atlayıp Bodrum merkeze ulaştık. Bu arada otelimizin bulunduğu Bardakçı Koyu‘na “Zeki Müren Koyu” da deniliyormuş, çünkü sanatçı sağlığında genelde buradan denize giriyormuş.Bodrum sokaklarında yürürken havanın bozukluğuna dair hayal kırıklığımızı duruma uygun olarak “Hani kuşlar ağaçlar, bin bir renkli çiçekler?” diye sorarak dile getirmeyi ihmal etmedik.Biz Zeki Müren sokaktaki müze eve ulaştığımızda evin önünde kocaman bir kamyonda lokma dökülüyor, girişte de yoğun bir kalabalık göze çarpıyordu. Neler olduğunu gişeye gidince anlayabildik: O gün (24 eylül) Zeki Müren’in ölüm yıl dönümüymüş ve müze evde mevlid okutuluyormuş. O esnada da giriş ücreti almıyorlarmış. Normalde müzeye giriş 5 lira, müze karta ücretsiz.Bu mevlid organizasyonunu Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfı düzenlemiş. Zaten Zeki Müren’in tüm mal varlığını bu vakıflara bağışladığını hatırlamış oluyoruz. Hiç hesapta yokken lokmasından yemeden de geçmiyoruz!Hayatının son yıllarını Bodrum’da geçiren Zeki Müren’in evi, 2000 yılında müze olarak halka açılmış. Bahçesinde sanatçının dev bir heykeli bulunan bu müze evde, Zeki Müren’in sahne kostümleri, çizdiği desenleri, hayranlarından gelen mektupları, aldığı ödülleri ve özel eşyaları sergileniyor.Zeki Müren’in evi aslına uygun olarak korunmuş, kullanmakta olduğu eşyalar aynen duruyordu. 90 lı yılların modasını yansıtan eşyalar bana pek bir nostaljik geldi.Normal zamanda müzeyi gezerken fonda sanatçıya ait şarkılar çalıyormuş, biz gezerken dualar okunuyordu. Ama tatilimiz boyunca otelde sahne alan müzisyenler repertuarlarında Zeki Müren’e bolca yer verdiler. O yüzden bu tatilimizin fon müzikleri Zeki Müren’dendi.Evinden ayrılırken Zeki Müren’in aykırı tarzından ve o zaman için toplumun onu olduğu gibi kabullenişinden dem vurduk. Sıradışı kişiliğini takdir ettik. Onun gibi kaliteli sanatçılara ihtiyacımız çok.Diğer günlerde de Bodrum merkeze gelip yürüyüş yaptık. Bu tatilde Bodrum merkez yine kalabalıktı, ama beklediğim kadar değil. Çarşıda Suriyeli mülteciler göze çarpıyordu. Çarşı yine canlı, Bodrum her zamanki gibi güzeldi.Kısacası bizim otel tatilimiz amacına fazlasıyla ulaştı, sıkılmadan dinlendik. Bitip giden tatilin ardından söylediğim şarkı yine Zeki Müren’den gelsin: “Gitme, sana muhtacım, gözümde nursun başımda tacım, muhtacım ”Tatiller hiç bitmese…Bunu paylaş:Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)İlgili Paylaş Balayı , deniz tatili