Ankara’nın Turistik Yüzü: Beypazarı

Ankara’nın Turistik Yüzü: Beypazarı

Beni sosyal medyadan takip edenlerin bildiği üzere haftasonu Ankara'daydım. Facebook sayfamı beğenmemiş olanları ve Instagram'dan beni takip etmeyenleri sayfanın sağındaki sosyal medya eklentilerine alalım…

Bir yakınım yaşamıyor olsa Ankara'ya yolum düşer miydi bilmiyorum. Olgun'un ablası Onur Abla ve eşi Göksel Abi Ankara'da yaşıyorlar. İzmir tarafına sık sık gelseler de biz her sene 1 haftasonumuzu Ankara'ya ayırır, onları ziyarete gideriz. 

Önceden Ankara'nın turistik cazibesi olmayan bir başkent olduğunu düşünür, Anıtkabir de olmasa Ankara'da ne yapılır bilmezdim. Oysa şimdi biliyorum ki Anıtkabir, Ankara Kalesi, Hamamönü, Kızılay, 7. Cadde, Park Caddesi, Tunalı Hilmi Caddesi, Eymir Gölü, Mogan gölü Ankara'da gezilecek yerler arasında. Biz Ankara ziyaretlerimiz esnasında buraları görüp bitirdik, bu sene de sıra Beypazarı'ndaydı.

Beypazarı

Beypazarı Ankara'ya 100 km uzaklıkta şirin bir ilçemiz. Kendine has mimarisi, yerel lezzetleri ile Ankara'nın en turistik yerlerinden biri.

Osmanlı döneminde tımarlı sipahi merkeziymiş ve tarih boyunca ticaret ve ekonomik hayatın yoğun olduğu bir kent kimliğini korumuş. Evliya Çelebi bile Seyahatname'sinde Beypazarı'ndan bahsetmeden edememiş.

Seçimlerin hemen ardından adını sıklıkla andığımız Mansur Yavaş'ın şehrine yolumuzun düşmesi hoş bir tesadüf oldu. Zira, Beypazarı'nın tarihteki popüleritesini geri kazanmasına vesile olmuş belediye başkanı Mansur Yavaş imiş. 

Beypazarı'na geldiğinizde İnözü Vadisi'ni atlamamak gerekirmiş . İnözü çayının oluşturduğu vadideki tesislerde huzurlu ve yeşil ile iç içe vakit geçirebilirsiniz. Biz Beypazarı'ndan önce gittik İnözü Vadisi'ne, Dostlar Tesisi'nde kahvaltı ettik. Siz burayı sona saklayıp yemek için de uğrayabilirsiniz.

İnözü Çayı, kurak bir kışın ardından…

İnözü Vadisi

İnözü Vadisi Dostlar Tesisi

Dağın tırmanılabilen kısmına çıkıp, mağaralara göz atmayı da ihmal etmedik.

Vadide iki yakayı bağlayan köprüler yapmışlar

Kayalıklarda bir çok mağara vardı

Beypazarı'nı gezmeye Hıdırlık Tepesi'nden başladık. Şehrin kuşbakışı manzarası bu tepede. Çay bahçeleri ve yerel ürün satıcıları da burayı şenlendiriyor. Biz önce tepeye arabayla çıkıp Beypazarı'na tepeden baktık, sonra yürüyerek sokak aralarından şehir merkezine indik. Hıdırlık Tepesi'ne yürüyerek çıkmak da mümkün, ama yorucu olacağı aşikar…

Kuşbakışı Beypazarı 

Hıdırlık Tepesi'nden aşağı iniyoruz

Tepeden aşağı inerken dar sokaklardan evlerin arasından geçiyoruz

Beypazarı çarşısında gezerken çok tok olmamakta fayda var. Çünkü size baklava, havuç lokumu, cevizli sucuk, sarma gibi yerel lezzetleri denetmeye çalışan satıcılar olacak her yerde. Bütün bunları deneyip patlayacak kıvama gelebilirsiniz.

Sokakları mis gibi sarma ve havuç kokan Beypazar'ında tezgahlarda el yapımı ahşap ürünler, bakır eşyalar, güzel takılar ve bol miktarda yiyecek satılıyor.

Beypazarı Çarşısı

Beypazarı Çarşısı

Sıra sıra dizilmiş büfelerinde anında havuç suyu sıkıp size takdim ediyorlar. Bardağı 1 tl.

Tavşan olaydım da gözlük takmayaydım!

Beypazarı'nın havucu meşhurmuş

Bir de "Beypazarı kurusu" var, buraya özgü bir kurabiye çeşidi. Adı üstünde, kupkuru bir kurabiye. O kadar kuru ki, bozulmadan 1 yıl boyunca saklanabiliyormuş. Lezzeti ile ilgili şahsi görüşüm "fena değil". Yanında bir içecek şart, çünkü gerçekten kuru!

Beypazarı kurusu

Beypazarı'ndan neler alınır hemen küçük bir liste yapalım: Beypazarı kurusu, 80 kat ince hamurdan yapılmış baklava, incecik sarılmış yaprak sarması, havuç lokumu (cezerye), dut pestili, cevizli sucuk, tarhana, erişte, kurutulmuş domates…

Buraya kadar gelmişken Beypazarı güveci ve sarmasını doya doya yemek isterseniz Taş Mektep adlı tesis çok öneriliyor, fiyatlar da oldukça ucuz. Zaten Beypazarı'nda turisti kazıklamak yasakmış, tesislerde fiyatlar standarda yakın.

Taş Mektep

Beypazarı'nın önemli el işçiliği de "telkari", yani gümüşü dantel gibi işleme sanatı. Telkari ile 2010 yılında Mardin'de tanışıp, Midyat'tan yaptığım gümüş alışverişi ile bütçede delik açmayı başarmıştım. Bu sefer aynı faka basmamamın tek sebebi gümüş çarşısına günün sonunda gitmemiz ve benim alışveriş için epey yorgun olmamdı!

Beypazarı'nda birbirinden güzel müzeler de var. Biz gittiğimizde Kültür ve Tarih Müzesi tadilattaydı. O yüzden istikameti Yaşayan Müze'ye çevirdik.

150 yıllık bir binaymış bu, tadillatta olduğu için gezemedik

Yaşayan Müze'ye giriş 5 tl. Eğer 6 tl verirseniz Türk Hamamı Müzesine de girebiliyorsunuz. Biz 2 sine de girdik.

Yaşayan Müze hakikaten yaşıyor, yaşatıyor. İlk girişte yerel kıyafet giymiş bir rehber karşılıyor sizi. Masal anlatmaya başlıyor. Masalı yarıda kesiyor, çünkü devamı müzenin bir başka bölümünde anlatılacak. Müzenin her bölümünde rehberlerden bilgi alabiliyorsunuz.

Bir odada ebru sanatı anlatılıyor, isteyenler 10 tl karşılığında uygulama yapabiliyor. Benim uygulamam nasıl olmuş bakalım?

Ebru ile tanışıyorum

İlk ebru çalışmam nasıl olmuş?

Üniversite yıllarında çok istemiş, gidememiştim ebru kursuna. Bu ilk denememdi. Olgun eserimi (!) çok beğendi ve çerçeveletmek üzere Ankara'dan Söke'ye özenle taşıdı. Bazen beni duygulandırıyor bu çocuk 🙂

Başka bir odada 15 tl karşılığında kuşun döküyorlardı. "Yok ben onu almayayım" deyip diğer bölümlere geçtik. Masalın devamını dinledik, eski Beypazarı konaklarındaki yatak odalarını, banyolarını inceledik.

Kurşun dökme seromonisi

Bu müzede dinlediğim Keloğlan masalı beni etkiledi aslında. Hiç Türk kültürüne ait bir masal bilmediğimi farkettim. Sindrella veya Pamuk Prenses gibi bizim kültürümüzü yansıtmayan, hiç bir mesaj da vermeyen masallar ile büyüdük. Çocuğum olunca oturup masal çalışmaya karar verdim. Bütün annelere de bunu öneriyorum, çocuklarımıza mesaj veren masallar anlatmaya çalışalım.

Hamam Müze'sinde de yine "Türk Hamam"ı kültürümüzle gurur duydum. Bu zamana kadar çok daha iyi pazarlanabilirdi, ben son bir kaç senedir hediyelik eşyacılarda peştemal, kurna, sabun ve kese görmeye başladım.

Türk Hamamı Müzesi

Türk Hamamı Müzesi

Bu haftasonu tüm fotoğraflar cep telefonundan çekildi. Her ne kadar içime sinmese de müşlükpesentliği bırakıp paylaşmayı uygun gördüm.    

Keyifli bir Beypazarı gezisini de ayağımın tozu silinmeden aktarmış bulunuyorum. Hala gitmediyseniz en kısa zamanda yolunuzun düşmesini dilerim…

Beypazarı Hatırası

Son Yazılar
Yorum ( 10 )
  1. Adsız dedi ki...
    14 Ağustos 2014 at 21:00
    Cevapla

    evet iki ay önce haziranda bende gitmiştim beypazarına. gerçekten çok hoş mistik bi havası var. en kısa sürede tekrar gitmeyi çok arzuluyorum:) ALP

  2. Adsız dedi ki...
    21 Nisan 2015 at 21:00
    Cevapla

    Yarınki Beypazarı gezim için okudum Melike, eline sağlık 🙂 Ankaradan sevgiler, Canan.

  3. Misafir
    12 Haziran 2015 at 21:00
    Cevapla

    GerçekteN doĞal ve içtEn

  4. Misafir
    1 Ağustos 2015 at 21:00
    Cevapla

    Çok güzel bende şu anda beypazari dayım yazdiklarinla çok aydınlattin gezmek icin bize bilgi verdin tsk ederim çok keyifliydi

  5. meryem elif unal
    9 Ağustos 2015 at 21:00
    Cevapla

    tsklr.guzel ilcemi guzel bir sekilde nede guzel anlatmissiniz yine gelin dostlar 😉

  6. EGE NAZ
    20 Nisan 2016 at 21:00
    Cevapla

    Çok faydalı bir yazı olmuş, yarın arkadaşlarımla gideceğim gezi için araştırma yaparken karşıma çıktı. ellerinize sağlık 🙂

  7. Sülbiye
    24 Nisan 2016 at 21:00
    Cevapla

    Merhaba,\r\nYazınız güzel ve yönlendirici olmuş. emeğinize sağlık.\r\n60 km ötede nallıhan var. ankara’ya 160 km mesafede; ama ankara’nın ilçesi o da. Biz eşimle burada çalışıyıoruz ve yaşıyoruz tabii ki. nallıhan’ı da beğenirsiniz. buyrun gelin uygun bir zamanınızda :)\r\n\r\nsevgiyle

  8. Esra
    11 Ağustos 2016 at 21:00
    Cevapla

    Hıdırlık tepesinde kendi malzemelerimizle kahvaltı yaPacağımız yer var mı acaba?

  9. melike kutlay cengiz
    18 Ağustos 2016 at 21:00
    Cevapla

    Merhaba, hiç bilmiyorum piknik imkanlarını, belki bir ankaralıya sormak lazım

  10. Şule yel
    30 Ekim 2016 at 21:00
    Cevapla

    güzel düŞünmüşsünüz gezmek isteyenler için çok maNtIKlı biz öğleden sonra girmeyi düşünüyoruz!!!

Bir cevap bırakın