Amerika’ya gider iken…26 Ekim 201350 YorumKategori : Amerika Birleşik Devletleri , New York , Yurt dışı Seyahatleri36 "Yeni dünya" veya "okyanus ötesi" derken bütün bir kıtanın adıyla anılan Amerika Birleşik Devletleri'ne sesleniyoruzdur aslında. Hepimizin filmlerden gayet iyi tanıdığımız, bir çok kişiye göre fırsatlar ülkesi olan Amerika'ya düştü bu sefer yolumuz.Kurban bayramını orada geçirdik, dönüşte de işleri toparlayana kadar yazamadım yazıları. Merakla bekleyenler varmış, teşekkür ederim 🙂Biz 2013 ekim ayında gerçekleştirdiğimiz bu seyahatimizi 2012 aralıktan beri planlıyoruz. Biletlerimizi 10 ay öncesinden alıp tatilimizi de 2-3 ay öncesinden hazır etmiştik. Kardeşim Hale ve eşi ile 2 çift olarak yaptık planları.Ekibimiz bu gezi için 1 yıl önceden paçaları sıvamıştı. Gezi esnasında gerçekten sıvamak zorunda kalacağını bilmeden…Benim Amerika'ya 4. gidişimdi, eşim ise yüksek lisansını orada tamamlamıştı. Bütün bu geçmişimize rağmen yine de çok heyecanlıydık.Öncelikle herkesin merak ettiği konu: Amerika'ya gitmek kolay mı? Biletler pahalı mı?Biletler elbet ucuz değil, ama erken alarak, farklı havayollarının biletlerini inceleyerek uygun fiyatlı bir şeyler ayarlanabilir. Düşük sezonda, yani kış aylarında gitmek epey uygun. Uygundan kasıt ise gidiş dönüş 1500 tl nin altında olan fiyatlar. 2000 tl nin altındaki fiyatlara da yine normal denilebilir.Ben hep Türk Hava Yolları ile direkt olarak İstanbul'dan New York'a veya Chicago'ya uçtum fakat daha ucuz fiyat sunan aktarmalı uçuşlardan da faydalanabilirsiniz. Delta benim ilk aklıma gelen alternatif hava yolu.Bu arada işimiz ticaret, iş yerine mal alımımızı kredi kartları ile yaptığımız için bol miktarda mil birikiyor. Bu gezimizde Amerika gidiş dönüş biletlerimizin yanısıra Amerika'da iç hatlar biletlerimizi de kredi kartı millerimizle aldık. Maximiles ve Wings kartların sitelerini inceleyebilirsiniz.Vize konusuna gelince, konsolosluğun sitesine bir göz atın. Yerleşik bir hayatınız, sağlam bir işiniz var ise, belgeleri de titizlik ile hazırlarsanız size vize vermemelerinin imkanı yok diye düşünüyorum. Üstelik ABD turist vizesini 10 yıllık veriyor. En azından benim etrafımdaki herkese öyle verdi. "10 yıl mı, vay bee" demeyin, geçiveriyor. 2005'te aldığım vizemden geriye sadece 1.5 sene kaldı. 10 yıllık vize vermesini akıllıca bulduğumu da söylemeliyim, hazır vize var diye 4 kere gittim. Bir çok turist de benim gibi davranacaktır.Bileti aldık, vizeyi kaptık. Dertler bitti mi? Hayır… 11-12 saatlik uzun bir uçuş sizi bekliyor. Bu kadar uzun uçmaya alışkın olmayan bünyeler elbet stres yapacaktır. Ama inanın rahat geçiyor. Size bir paket veriyorlar. Bunun içinden 1 çift çorap çıkıyor, uçakta bununla geziyorsunuz. Uyku maskesi, kulak tıkacı gibi sizi uykuya hazırlayan aparatların yanı sıra diş fırcası ve macunu, dudak nemlendiricisi de var paketin içeriğinde. Uyku mu tutmadı? Koltuğunuzun önündeki ekranda sayısız film, belgesel, kısa programlar, müzik ve oyunlar var. Hatta ve hatta wireless ile internete bile bağlanabiliyormuşsunuz. Türk Hava Yollarının bu sene dağıttığı uçuş paketine bayıldım!Uçakta dağıtılan "Yanınızda ticari amaçlı bir şey getiriyor musunuz? İçeri bitkisel veya hayvansal gıda sokuyor musunuz?" gibi soruları içeren bir form var. Uçakta doldurup inerken yanınıza almayı unutmayın.Uçağımız başarı ile havalimanına indi. Elimizi kolumuzu sallayıp ülkeye giremiyoruz tabii ki. Uzun bir pasaport kontrol sırasında bir polisin size hesap sorması için bekliyorsunuz. Sıra size gelince "Neden geldin, nerede kalacaksın" gibi sorulara hazırlıklı olun. Merak etmeyin, bizim gibi iyi niyetli turistleri ülkeye almayacak değiller. Parmak izlerinizi alıp fotoğrafınızı çekiyorlar ve geçiyorsunuz!Sonunda Amerika'dasınız! Bol alışveriş ve bol lezzet sizi bekliyor. Işıklı panolar, kocaman arabalar, her ulustan her renkten insanlar ve her yerde karşınıza çıkacak Amerikan bayrağına "Merhaba" deme zamanı.Arkada kaç adet Amerikan bayrağı var?Saatlerinizi de geri almayı unutmayın! Amerika'nın doğu yakası bizden 7 saat geride yaşıyor, batısı ise 10-11 saate kadar geri kalıyor bizden. Gittiğimizde yaşadığımız günü başa sararken, dönüşte 1 günü yok sayıvereceğiz. Bu saat farklılıklarından doğan avanak hallerimize de "jet lag" diyeceğiz.Maddi olarak Amerika'da gezmenin Avrupa'da gezmekten daha ucuz olduğunu düşünüyorum. Bunda Dolar'ın Euro'dan daha ucuz olmasının etkisi çok büyük. Yeme içme konusunda lükse kaçmazsanız 1 öğünde 10 dolara karın doyurmak mümkün. Alışveriş için tam bir cennet, markalı ürünleri Türkiye'ye göre çok daha ucuza alabiliyorsunuz.Neticede evinizden uzaktasınız, ve seferisiniz, yine de çok para gidiyor. Evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor ve o kadar yol gelmişsiniz ister istemez harcanıyor.Alışveriş ve yeme içme konusunda her şehrin kendine özgü tatları ve butikleri olsa da bir turist olarak Amerika'nın neresine giderseniz gidin bulabileceğiniz bazı zincirleri denemenizi de öneririm. Bunlardan önemli olanlara bu yazımda yer veriyorum, çünkü gidilen her büyük şehirde bunları göreceksiniz.Mutlaka uğrayın diyebileceğim markalar aşağıdaki gibi:Tommy Hilfiger, Gap, Banana Republic gibi Türkiye'de pahalı markaların ucuzluk dükkanları, hatta gittiğiniz şehirde yakınlarda varsa bu saydığım markaların outlet mağazalarını tercih edin.Ross, Marshall's, Tj Maxx gibi ihraç fazlası ürünlerin satıldığı çok ucuz mağazalarda fiyatlara şaşırın.Urban outfitters, Abercrombie and Fitch gibi tasarımı ile sizi davet eden mağazalarda farklı bir deneyim yaşayacaksınız.Abercrombie'nin kapısında kaslı mankenler ile foto çekilmek bedava!Victoria's Secret! Sakın atlamayın! İç çamaşırı alışverişi burada.Old Navy, Amerika'ya özgü çok uygun fiyatlı bir mağaza.J Crew adlı marka ile de orada tanıştım, çok beğendim. Ama outletlerden almayı tercih ederim, zira şehir içlerinde gayet pahalı.Foot Locker, Skechers spor ayakkabı ihtiyaçlarınız için, Nine West daha klasik ayakkabı alışerişi için uğranmalı.Macy's ve Bloomingdales gibi department store denilen bizdeki Boyner tarzı kocaman mağazalar. Macy's çok keyifli, Bloomingdales biraz pahalı.Duane Reade, Cvs Pharmacy, Walgreens gibi eczane zincirleri sadece eczacıların değil, herkesin ilgisini çekecek. Çünkü kozmetik burada çok ucuz. Türkiye'de sadece bayi eczanelerde satılan Physician's formula adlı mineralli makyaj malzemeleri markasının fiyatlarına inanamayacaksınız!Yemek olayında ise,Cheesecake Factory'e sadece cheesecake için değil, yemek için de uğranmalı. Forrest Gump filmini izlemediyseniz izleyin ve gittiğiniz şehirde Bubba Gump'ı bulun. Filmin replikleri ile süslenmiş, çok eğlenceli bir tasarıma sahip bir restoranlar zinciri burası. Deniz ürünleri üzerine servis veriyor, bol bol karides, midye yiyin, ilginç kokteyllerden için… Bubba GumpUcuz yemek için Burger King ve McDonald's ın yanı sıra ucuz meksika yemeği fast food zinciri Taco Bell veChipotle tercih edilebilir.Subway adlı sandiviçci adım başı karşınıza çıkacak. Ben burada malzeme seçerken epey zorlanıyorum. Bilmediğim ekmek, peynir ve sos çeşitleri içinden kulağa hoş geleni seçip geçiveriyorum 🙂Cold stone, Ben&Jerry's gibi zincir dondurmacılarda ağız tatlanmalı! Dondurulmuş yoğurt Pinkberry'de yenmeli.Starbucks, Coffee Bean & Tea leaf gibi kahve zincilerinde enerji depolayıp internete girilebilir.Walmart gibi hipermarketlerde satılan dilimlenmiş meyveler, yıkanmış doğranmış salata malzemeleri, hazırlanıp streç filme sarılmış sandiviçleri görüp "hazırcılığın bu kadarı"na şaşırmadan geçmeyin. Ürün çeşitliliği de sizi ekstra sarsacak. Bira ise biranın her çeşidi, kola ise kolanın bizim bilmediğimiz aromaları ile karşımızda olacak.Şu an aklıma gelip sayamadıklarımın yanısıra bilmediğim de bir çok marka ve mekan olabilir. Yorum kısmına eklemeler yapmak serbest 🙂Amerika'da yazan fiyatların çoğuna vergi dahil değil. Yani raftan 6 dolar diye aldığınız bir ürüne 7 dolara yakın para ödeyeceğinizi bilin. Ayrıca restoranlarda size servis yapan bir garson varsa ona da %15-18 oranında bahşiş bırakmak gerekiyor. Ama "Biz turistiz, bilmiyoruz" ayağına yatıp daha az da bırakabilirsiniz. Size kalmış 🙂Alışveriş ile ilgili son tüyo, aldığınız her şeyi sorgusuz sualsiz geri alıyorlar. Bizim kaldığımız yerde saç kurutma makinesi olmadığı için New York'tan küçük bir tane alıp San Francisco'da geri verdik. Düşününce çok etik bir şey değil ama ihtiyaç durumunda faydalanabilirsiniz.Prizlerin Amerika'da farklı olduğunu da unutmayın. Bizim saç kurutma makinesini asıl geri verme sebebimiz de buydu aslında. Yanınızda dönüştürücü götüremezseniz oradan da alabilirsiniz.Amerika'da şehirler arası uçuşlar hakkında da küçük bir not, bir çok havayolu el bagajı haricindeki bavullarınız için 25-35 dolar para alıyor. Kabine sığacak boyutta 1 bavul yapmanız bütçenizin hayrına. Bavulunuza koyacağınız sıvıların da en fazla 100 ml lik şişelerde olup fermuarlı şeffaf poşetlerde saklanması gerekiyor.Peki biz bu gezide hangi şehirleri gördük?İlk durağımız New York. Es geçilmemesi gereken, bana göre Amerika'nın ilk görülmesi gereken şehri. Times Meydanındaki ışıkları, gökdelenleri, Broadway şovları, düzgün sokakları, alışveriş imkanları, köprüleri ve yemyeşil Central Parkı ile doyamayacağımız bir şehir. New YorkDaha sonra uçak ile San Francisco'ya geçiyoruz. Normalde sisler içinde olması gereken kırmızı "golden gate" i görüp, San francisconun eğimli sokaklarını süsleyen Viktoryen evlerine selam çakıyoruz. Sevimli tramvay "cable car" ı da görmeden geçmiyoruz.Yokuşlu yollar ve Cable Car!Burayı görüp sindirdikten sonra arabamızı kiralayıp Melekler Şehri Los Angeles'a gidiyoruz. Ama dünyanın en manzaralı yollarından biri olan Highway 1 yani 1 numaralı karayolunu seçiyoruz.Okyanus kenarından uzun bir yolculuğun ardından vardığımız şehir Los Angeles. Burası da her telden çalıyor, bir tarafta sıcak iklimine kanıp buraya yerleşen evsizler, öbür tarafta film setleri ve ünlülerin yaşadığı meşhur Beverlly Hills. Bir yanda gökdelenler, öbür yanda okyanus kenarında yazlık mekanlar…Hollywood starı olamadan dönenlerden…10 günlük Amerika gezimizin ayrıntılarını çok yakında buradan okuyabileceksiniz. Umarım gitmek isteyenler için yararlı bir seyahat rehberi olur.Takipte kalın! New York gezi notları için buraya tık tık!San Francisco gezi notları için buraya tık tık!Amerika'da araba kiralayıp San Francisco'dan Los Angeles'a yolculuğumuzu okumak için tık tık!Los Angeles gezi notları için buraya tık tık!Bunu paylaş:Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)İlgili Paylaş Amerika Tatili , New York , Şehir turu , Tema parklar