Midilli (Lesbos) Adası Gezi Notları17 Eylül 2014120 YorumKategori : Midilli Adaları , Yunanistan , Yurt dışı Seyahatleri117 2014 yazının son haftasonu kaçamağını da Midilli Adası’na yapmış bulunuyorum. Peki neden Midilli?1- Bu yaz bloğum hiç tahmin etmediğim bir performans sergileyerek Yunan adaları yazılarım sayesinde epey tıklandı, kendi çapında bir popülerite kazandı. Pek çok soru, teşekkür, takdir maili aldım… Demek ki Yunan adaları yazılarım sevildi, e o zaman bir an önce hepsini tamamlamalıyım. Yakın adalardan Midilli ve Rodos kalmıştı gitmediğim.2- Sevgili Derya diğer Yunan adaları yazılarımı okumuş, dayanamayıp “sıra Midilli’de” şeklinde bir mail atmış, Midilli’de yaşadığını belirtmiş, gelmek istersem yardımcı olabileceğini söylemiş.E haftasonu kaçamağı için yer arıyorum, Yunan adalarını tamamlamak istiyorum, adayı bilen birinin tavsiyeleriyle gezme fırsatım var… Ne duruyorum? İstikamet Midilli’dir!Ayağımın tozuyla Midilli notlarıAğustosun son haftasonusu gitmeye karar verdim, biliyorum ki büyük bir ada, biraz fazla vakit ayırmak lazım. Yapabileceğimin en iyisi cuma akşam feribotuna yetişmekti. Cuma öğlen Olgun’u işten aldım ve ver elini Ayvalık…Yazının başında belirteyim, bu yazı Midilli’de yaşayan Derya’nın tavsiyeleri ışığında yazılmış olduğu için çok kıymetli bilgiler içermektedir! Hafife almayınız 😛Midilli’ye ulaşım:Midilli’ye Ayvalık’tan geçiliyor. 3 şirket var feribot seferleri düzenleyen; Jale Tur, Turyol ve daha yeni hizmet vermeye başlayan Jalem Tur. Jale ve Turyol gidiş dönüş 30 euro, yolculuk 1 buçuk saate yakın sürüyor. Biletleri online aldığınızda 5 euro kadar indirim olabiliyor. Jalem ise hızlı katamaranlar ile servis yapıyor, yolculuk 35 dakika sürüyor. Daha hızlı gitmenin bedeli 5 euro daha pahalı bilet almak, 35 euro gidiş dönüş. Jalem’in İzmir’den de seferlere başlayacağını duyduk… Haydi inşallah diyor, İzmir’den direkt gidilse tadından yenmez olacağına inanıyorum!Biz bileti internet üzerinden aldık, Jale Tur’u tercih ettik. Sebebi de cuma akşam saat 18.00 feribotunun sadece Jale’de olması. Akşam feribotu çok avantajlı, çünkü genelde Yunanlılar oluyor gemide, pasaport kontrolünde fazla zaman kaybedilmiyor.Adaya geçerken Schengen vizenizin olması şart. Kapıda vize uygulaması geçerli. Daha ayrıntılı bilgi için Yakın Yunan Adaları Rehberi yazıma tık tık.Midilli’de konaklama:Midilli’ye cuma akşamı gidip pazar akşamı döndük, 2 tam gün adayı gezebildik böylece. Bu sefer otelimizi Derya ayarladı, hiç yorulmadan hazıra kondum 🙂 Otel konusunda tüyo: Müşteri bulma derdi olmayan güzel oteller artık komisyon ödememek için booking’e vermiyorlar ilanlarını, yerel acenteler ile anlaşıyorlar. Mümkünse direkt otele mail atın veya arayın, daha ucuza halletmiş olursunuz.Derya’dan ulaşım ve konaklama için yardım isterseniz de bana iletişim bölümünden ulaşıp mail adresini isteyebilirsiniz.Biz adanın tadını çıkarmak adına Derya’nın da tavsiyesi ile adanın en güzel, en turistik ve en eğlenceli şehri olan Molivos’ta konakladık. Molivos’ta (diğer adı ile Mythimna) otel fiyatları 35 eurodan başlıyor. Biz Molivos’un konum olarak en avantajlı olan otellerinden birinde, Sea Horse‘da kaldık.Sea Horse otel limanda, taş bir binaydı. Odamız yenilenmiş, balkonlu, yandan denizi görüyordu. Tam cephe deniz gören odalar da varmış. Biz kahvaltı dahil 1 geceliğine 50 euro ödedik. Kahvaltınızı deniz kenarında yapıyorsunuz, domates, peynir, zeytin yiyorsunuz. Çok keyif aldığımız bir konaklama oldu, şiddetle öneririm.,Sea Horse’taki odamızın balkonundanDenizin kenarında kahvaltı ederken…Midilli içi Ulaşım:“Yerel iyidir” anlayışını araba kiralarken de benimsemek lazım. Yine Lesvorama sitesinden faydalanabilirsiniz. Biz normalde diğer adalara giderken arabayı internetten değil, adaya gidince acentaları dolaşarak kiralıyorduk. Fakat bu sefer yine hazıra kondum, Derya’nın organizasyonu ile 1 günlüğü 38euro’dan 2 günlük arabamız adaya gittiğimizde hazırdı.Midilli merkez şehri Mytilene’de limandan çıkar çıkmaz Blue Sea Otel’in yanında küçük bir sokakta araba kiralama şirketleri var. Bu sefer iyi ki önceden rezerve etmişiz arabayı, çünkü arkamızdan gelen çifte arabaların bittiği söylendi! Ağustos sonu da olsa yüksek sezon devam ediyordu anlaşılan.“Param az, zamanım çok” diyorsanız araba kiralamayıp toplu taşıma ile de gezmek mümkün.Midilli’de gezilecek yerler:Midilli’de gezmeye başlamadan önce sizi büyük bir gaftan kurtarmalıyım: Adanın ismi Lesbos, ama asla B harfi ile okumuyoruz! Lesvos diyoruz.Feribottan adanın merkezi olan Mytilene şehrinde iniyorsunuz.Biz iner inmez hiç gezmeden direkt Molivos şehrine geçtik, adadan ayrılmadan pazar günü Mytilini’yi dolaşma fırsatı bulduk. Zaman kısıtından ötürü böyle yapsak da pazar günü Mytilene’yi gezmek için ideal bir gün değil, uyarayım! İni ve cini top oynarken izleyebilirsiniz… Haftaiçi de olsa öğlen 14.00 – 17.30 arası siesta olduğunu unutmayalım, Yunanistan için uyku vakti!Midilli’ye yanaşırken…Mytilene’de sahil şeridinde kafeler, dükkanlar daha uzun saatlerde hizmet veriyor, pazar günü de açık yerler var. Ama asıl alışveriş caddesi olan sahilin bir arka paralelindeki Ermou Caddesi pazar günü ıssızlığa terkediliyor.Ermou Caddesi’ne pazar günüMidilli merkez şehri Mytilene’yi gezerken elinize bir harita alıp takip edebilirsiniz. Türkçe haritalar da var.Midilli silüetinin en çarpıcı binası Agios Therapon kilisesi… Kubbesi hemen dikkat çekiyor, “o bina neymiş ki?” deyip bakmak istiyorsunuz.Mimarisi ile dikkat çeken Agios Therapon KilisesiAgios TheraponErmou Caddesi de kiliseden itibaren Midilli Kalesi’ne kadar uzanıyor.Ermou Caddesi üzerinde yürürken biraz ara sokaklara saparak bizden izler bulmanız mümkün. Osmanlı’dan kalan camilerden Yeni Camii‘yi gördük biz. İsmi yanıltmasın, son derece bakımsız ve eski… İsim değişikliğine gidilmesini öneriyorum…Hamam, Arkeoloji müzesi, Metropolitik Kilise bu cadde üzerinde gezilebilecek yerler arasında.Midilli Kalesi adanın en büyük kalesi. Hem Osmanlı, hem de Bizans tarafından istilalardan korunmak için kullanılan kale şimdilerde konserlere ve sanatsal aktivitelere ev sahipliği yapıyormuş. Nereden nereye değil mi?Midilli’nin dışına çıkarsak… Farklı rotalar ile adayı gezmek mümkün. Toplu taşıma da var ama araba kiralamak az zamanda daha çok yer görmenizi sağlayacaktır.Adada araba kullanırken dikkat! Bazı yollar çok dar, yokuşlu ve virajlı. Ana yollardan çıkmayın, kestirme olsun diye haritada görüp sapacağınız tali yollar sizi varacağınız yere çok daha geç ulaştırabilir.Adayı gezerken çizmiş olduğum rotaları takip edebilirsiniz, bunları kendi aralarında kombinleyebilirsiniz.Midilli dışındaki rotaları yukarıdaki haritada özetledim. Yolların ne kadar sürdüğüne Google Maps’ten bakabilirsiniz.Biz Molivos’ta konaklayıp cumartesi günü mavi ile çizdiğim batı rotasını, pazar günü ise yeşil ile çizdiğim kuzey rotasını gezdik. Çok sıkıştırsak kırmızı rota da aradan çıkabilirdi ama adanın yolları çok virajlı ve dağlık, biraz yorabilirdi.Kırmızı ile çizdiğim güney güzergahını bir dahaki sefere günübirlik bile gitsek görürüz diye düşünüyorum. Bu güzergahtaki önemli noktaları özetlemek gerekirse:Papados‘ta zeytin yağı fabrikası vakit varsa gezilebilir…Burası aynı zamanda bizim Barbaros Hayreddin Paşa’nın doğum yeriymiş. Barbaros (İtalyanca barba rosa) kızıl sakal anlamına geliyormuş. Ünlü kaptanın asıl adı Hızır Reis iken Kanuni tarafından “Hayreddin” ismi verilmiş ve Barbaros Hayrettin Paşa olmuş. (Aralara genel kültür eklemezsem olmaz :P)Plomari: Lesvos yani Midilli adası uzonun anavatanı. Plomari de adada uzo fabrikalarının bulunduğu yer. Rakıya en çok benzeyen olduğu için Barbayanni markası Türkler tarafından en çok sevileni, özellikle mavi ve yeşil olanı çok tercih ediliyor. Barbayanni uzo fabrikasının içinde bir de uzo müzesi olduğu için ziyaret etmeye değer…Plomari yakınındaki Aghios Isidoros plajı adanın en ünlü ve güzel plajlarındanmış. Yine güney bölümdeki Vatera plajını da beğeniyorlar ama buranın yolu biraz ters, Midilli tatiliniz uzunsa plana eklenebilir.Güney rotasında Agiasos köyü bizim Şirince gibi turistik, ünlü bir köymüş. Agiasos yazılıyor, Ayasos olarak okunuyormuş… El işi ürünler satılan, karakteristik evlere sahip, kilisesi olan tipik bir Rum köyü fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla.Kalloni ve sahil kısmı olan Skala Kalloni, iç deniz kıyısında. Burada iç denize girilebilir ve Kalloni’nin dünyaca ünlü olan sardalya balığı denenebilirmiş. Sardalyanın en iyi olduğu ay ağustosmuş. Biz de ağustosun son günlerinde de olsa yetiştik, Kalloni’de olmasa da Molivos’ta o meşhur sardalyadan yedik.Güney rotayı geride bıraktık. En kuzeydeki Molivos’a gelelim. Biz adaya gece ulaştığımız için Molivos’a (Mythimna) Kalloni yolu üzerinden vardık. Böylesi daha kısa sürse de 1 saat yol gidildiğini belirtirim.Molivos bence adanın mutlaka görülmesi gereken yeri. Akşamüstü ve akşamları çok güzel… Biz 2 gece Molivos’ta kaldık, çok da memnun ayrıldık. Fotoğraflardan siz de beğenecek misiniz acaba?Molivos’ta bizOrtamın güzelliğine bakar mısınız!Kedilerin bile keyfi yerinde!Molivos bir tepe üzerine kurulmuş, en tepede kalesi ve yamaçlarda taş binaları ile denize nazır, hem tarihi, hem estetik, hem de turistik havası olan bir yer. Yolları dar, yokuşlu…Bizim kaldığımız otel Molivos’ta liman bölümündeydi. Yollar dar ve trafik çok işlemediği için araba ile limana kadar gidilebileceğini Derya söylemese bilemeyebilirdik…Tepe üzerine konumlanmış taş evler, en üstte ise kaleKale gece ışıklandırılıyor ve Molivos başka bir havaya bürünüyor…Bu yoldan motor da geçiyor, araba da, hatta tren de! MolivosMolivosMolivos’ta kuytu bir kitapçıMolivos’un hem girişinde, hem de limanın üst tarafında otoparklar var, ücretsiz.Molivos Kalesi’ni ziyaret etmek isterseniz pazartesi kapalı, diğer günler de saat 15.00’e kadar açıkmış. Biz akşam üstü gitmiş bulunduk, manzaraya bakıp indik. Kalenin girişine kadar arabayla gidiliyor, yorulmadan ulaşabileceğiniz bir yer. Kalenin altında güzel bir kafe var, manzara eşliğinde keyif yapılabilir.Molivos’ta denize girmek de mümkün. Hem taşlık, hem kumluk plajları varmış. Biz gündüzleri farklı yerlere gezmeye gittiğimiz için burada denize giremedik ama denizin hoş olduğu söylendi.Araba kiralamadıysanız Molivos – Petra arası işleyen mini trenler ile Petra’yı görebilirsiniz.Molivos’un komşu şehri Petra‘yı denizi için tercih edenler var ama Derya gözlüksüz yüzenlerin dikkatli olmasını öğütledi, dipte büyük taşlar olabiliyormuş. Biz araba ile geçerken çok davetkar bir deniz görmedik. O yüzden duraklamadık. Petra’da sıra sıra restoranlar dizilmiş, arada bir anayol var ve sonra kumsal geliyor. Küçük ama tursitik bir merkez.Petra ile adanın batı rotasına giriş yapmış bulunuyoruz. Haritada mavi çizgiler ile gösterdiğim rotayı biz cumartesi gündüz gezdik. İlk olarak Petra’dan geçip Eresos‘un sahil şeridi olan Skala Ersou‘ya gittik. Hedefimiz burada denize girip bir şeyler yemek, ünlü Yunan şairi Sappho’nun memleketini görüp “lezbiyen” kelimesinin çıkış noktasını ziyaret etmek 🙂Her blogda anlatılmış ama ben de anlatmazsam kısır kalırım… Sappho, milattan önce 600lü yıllarda yaşamış ünlü kadın Yunan şairi, memleketi Eresos. Yazdığı lirik şiirlerin çoğunu kadınlara ithaf ettiği söyleniyor. Midilli’de açtığı bir okulda kızları küçük yaştan evlenene kadar eğittiği için hakkında türlü dedikodular var. İşin aslı nedir bilinmese de o zamanlar kadın kadına aşk yaşayanlara Sappho’dan esinlenerek “Lesboslu” anlamına gelen “Lesbian” ismi verilmiş. (İngilizce’de Kanadalılar’a Canadian, veya İtalyanlar’a Italian denildiği gibi).Şair Sappho HeykeliHala daha Eresos şehri lezbiyenlerin mabedi. Biz de bir kaç çift gördük.Burada sahil kenarında dizilmiş restoranlarda bir şeyler yiyip denize girdik. Restoranlar çok şirindi.Eresos’ta sıra sıra dizilmiş restoranlarEresos’tan restoran manzaralarıEresos’tan restoran manzaralarıSkala Erossos’ta sahil iri kumlu, denizin girişi biraz taşlık ama sonradan kuma ulaşıyorsunuz. Denize girip serinledim, ama “müthiş bir su, sakın kaçırmayın” diyemem. 2 şezlong 1 şemsiye kirası 6 euro idi. Burada elinde alıp sahile götürdüğün frapeler 1.5 euro, yarım litrelik su ise 50 cent. Diğer adalara kıyasla fiyatlar çok uygun.Eresos’ta deniz de böyleydi…Yine batı şeridinin önemli noktası Sigri... Sigri’nin alametifarikası taşlaşmış orman… Petrified Forest Parkokunu takip ederseniz bu “fosil orman”a ulaşabilirsiniz veya bizim gibi şehrin içindeki müzede taşlaşmış ağaçlardan örnekler görüp süreç hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.Sigri bölgesi volkanik olduğu için bitki örtüsü yok, çok kel… Zevksiz bir yolculuk sonunda ummadığımız kadar şirin bir balıkçı köyü olan Sigri’ye varıyoruz. Aklıma Murathan Mungan’ın “Geçese de yolumuz bozkırlardan, denizlere çıkar sokaklar” dizeleri geldi(Yeni Türkü’nün Fırtına şarkısından). Metaforik olarak değil, gerçek anlamda dizeleri yaşadık…Geçse de yolumuz, bozkırlardan…… Denizlere çıkar sokaklar… Ve Sigri!Sigri’de deniz daha berrak görünüyordu ama girmedik. İstikameti Jeoloji Müzesine çeviriyoruz.Müze bahçesinde taşlaşmış ağaç gövdelerini inceleyebilirsiniz. Lavlar altında kalıp oksijenle temasının kesilmesi sonucu adeta mermer görünümü kazanmış ağaçlara dokunmazsanız, önünüzde duran şeyin taş olduğuna yemin edebilirsiniz.Taşlaşmış ağaçTaşlaşmış Ormandaki fosilleşme süreçlerini anlatan Doğa Tarihi Müzesi beklediğimden daha etkileyiciydi, tavsiye ederim. Sadece fosiller değil, volkanik patlamalar, nesli tükenen canlılar konu edilmişti müzede. Müzeye giriş 5 euro.Fosiller, doğa olayları, dünyanın milyonlarca yıl önceki hali ilgili bir sürü şey öğrenince dönüş yolunda evrim, doğal seçilim, yaradılış ve din konularında derin sohbetlere dalmak kaçınılmaz oldu…Batı güzergahı bitti, Molivos’a döndük. Şimdi sıra haritada yeşil kalem ile çizdiğim kuzey rotasında. Biz bu rotayı Molivos’tan Midilli’ye doğru ziyaret ettik, siz tam tersini de uygulayabilirsiniz.Molivos’tan Vafios yoluna sapıyoruz, ilk istikamet Skala Skamnias. Skamnias şehrinin iskelesi. Çok küçük, şirin bir liman. Adanın en beğenilen yerlerinden. El işçiliği güzel hediyelikler satılıyor, orijinal şeyler var.Skala Skamnia’da kayalıklar üstünde bir kiliseMiniminicik Skala Skamnia Yapılacak çok fazla bir şey de yok, tokuz ama mecbur yemek yiyeceğiz… Dut ağacının altı anlamına gelen “Mouria tou Myrivili” restoranı herkesin tavsiyesi. Bahçesinde bir uzo imbiği var. Adanın meşhur içi peynirli kabak çiçeği kızartmasını burada deniyoruz. Çok leziz bir kalamar dolma ve bira tok olmamıza rağmen midemizdeki yerini alıyor 🙂Dut ağacının altı Skala Skamnia’dan sonra çok geçmeden Klio sapağından sapıp Tsnoia Plajı‘na ulaşabilirsiniz. Buranın denizi çok güzelmiş! Biz sapağı kaçırdığımız için kendimizi bir anda Mandamadhos’ta bulduk. Midilli’de berrak sularda yüzmek kaderde yokmuş ne yapalım!Mandamados mandıraları ve Agios Taksiyarhis kilisesi ile ünlü. Seramik atölyeleri filan da varmış ama malum pazar günü, pek bir şey bulamadık. Adanın ünlü peyniri Ladotiri‘yi buradan alamazsanız da üzülmeyin, marketlerde var.Mandamados şirinlikten ödün vermiyor…Agios Taxiarchis Kilisesi‘nin girişinde bir jet uçağı var. Neden var bilemiyorum…Bir kilisenin girişinde uçak görmeye alışkın değiliz bence…Agios Taksiyarhis Kilisesi’nin kafetaryasının lokmaları ve ballı yoğurdu çok ünlüymüş… Tokluk seviyemiz “dokunsalar patlarım” şeklinde olduğu için tadına bile bakamadık.Agios Taksiyarhis kilisesinin bahçesinde lokma veya ballı yoğurt tadılmalıymış…Dönüşte Thermi tabelalarını takip ederek Mytilini merkeze varmak mümkün. Yol üzerinde Sarlıca Palace isimli Osmanlı’nın en ünlü termal oteli varmış, harabe durumunda… Olgun araba kullanırken ben derin uykulara dalmış olduğum için Sarlıca’yı da kaçırdık…Adada hizmet veren başka şifalı hamamlar da bulunuyormuş, sonbaharda hafif serinken bu tarz bir tatil düşünlebilir…Midilli’de neler yenir? Ne içilir?Deniz ürünleri ile meşhur bir çok restoran var adada. Bu noktada isyan etmemek elde değil, deniz aynı deniz iken onlar nasıl ahtapodu daha ucuza satıyor? Bizim kalamarlarda neden bacaklar yok, sadece halka yiyoruz? Gerçekten aklım almıyor… Kabul edelim, Yunanlılar deniz ürünlerini bizden çok daha iyi işliyorlar.Derya ile tatlı sohbetimizde bu konuyu açtığımda şunu öğrendim, içim rahatladı. Yunanlılar da tatlı konusunda Türkler’e gıpta ediyormuş. Baklavayı ve diğer tatlıları Türkler kadar iyi yapamadıklarının fazlasıyla farkındalarmış! Neyse biraz koltuğum kabardı 🙂Midilli’de neler yenir kısmında bize önerilen restoranları ve bizim yediklerimizi saymam gerekirse:Midilli merkezde: Kalderimi Restoran Ermou Caddesinde pazar günü in ve cin top oynarken insana rastldığımız tek yerdi. “Kaldırım” anlamına gelen, sokak arası, salaş bir yer. Bana ortamı çok cazip gelmedi ama her giden tavsiye etmiş.Ermou Caddesi’nin kaleye yakın ucunda çok eski bir restoran olan “O Ermis” ve kalenin yanında deniz kenarında Refenes ve Rembetis restoranları Derya’nın önerdikleri…Molivos’ta: Biz cuma akşamı Xamam diye çarşı içinde bir yerde yedik. Manzaralı balkonu da var, yer bulabilirseniz tabii… Biz boş kalan son masayı kaptık, o da içerideydi. Cuma ve Pazartesi akşamları canlı müzik oluyormuş, denk gelmemiz güzel oldu.Xamam restoranda canlı müzikMüzik konusunda hiç yabancılık çekmedik… “Çapulcu musun vay vay” (Entarisi ala benziyor türküsü), “senden başka senden başka gözüm görmez hiç kimseyi” gibi bizim de Türkçe olarak eşlik edebileceğimiz şarkılar çaldılar… Eğlenceliydi.2.gece Gatos Restoran‘da deniz manzaralı masa kaptık. Orada kuzu güveç tarzı bir şey yedik, gayet güzeldi.Gatos’ta garson abi fotoğrafımızı yamuk çekse de yanım mavi…… Arkam yeşildi.Erosos’ta yanyana dizilmiş restoranların arasında biz tesadüfen Adonis diye bir yere oturduk. Kalamar, patates ve bira yaptık. Patates tabağı tepeleme doluydu, kalamar ise deniz kokuyordu… Bonkörlüklerini takdir ettim.Skala Skamnia’da Mouria tou Myrivili Restoran tavsiye ediliyor…Hesaplar genelde 30-35 euro tutuyor, 2 kişi içkili olarak.Derya’nın Molivos’ta önerdiği diğer restoranlar, limanda Sea Horse otelin restoranı veya Octopus. Majoran Restoran (salataları güzelmiş), Molivos Stars, Sunset Cafe, Vafios köyünde Vafios Taverna…Yemek olarak kalamar dolması, kalamar tava, karides saganaki, kabak çiçeği dolması ve kabak çiçeğinin içi peynir dolu kızartması, sardalya balığı asla kaçırmamanız gereken lezzetler. Onun dışında Greek Salad zaten bir yunan klasiği, cacık (zaziki), ızgara ahtapot, feta saganaki, musakka, döner (gyros) tercih edilebilirmiş.Kabak çiçeği kızartması, içi peynir dolguluYine içi peynir dolgulu nefis kalamarPastane olarak Blue Fox Molivos çarşısında davetkar kokulara ve manzaraya sahip. Molivos’un girişindeki kafelerde yoğurtlu dondurma denenebilirmiş.Molivos ile Petra arasındaki Tsalikis Pastanesi’ni bir sonraki ziyaretimiz için not aldık. Güzel manzara eşliğinde kendi yaptıkları dondurmalardan yemek lazımmış.Bir şeyler içmek için Molivos’ta Cognas Kafe (deniz kenarı), Pirates Bar ve Molly’s Barın keyifli olduğu söylendi. Biz Pirates’a gittik ama sonradan Cognas’ın fotoğraflarını görünce gitmediğimize pişman oldum…İçecek olarak yemeğin yanında Barbayanni uzo ve şarap çeşitleri tercihimiz oldu. Aperatif yediğimiz yerlerde de Yunan biraları (Mythos, Alpha) içtik.Midilli’den neler alınır?Midilli’de el işçiliği özgün tasarımlı güzel seramikler var. Özelikle Molivos’ta Xamam restoranın karşısındaki seramik sanatçısının ürünleri Derya’nın tavsiyesi.Biz pazar kahvaltısının ardından Derya ile alışverişe gittik. Orada yaşayanların da alışveriş ettiği bir Mini marketten adaya özgü güzel şeyler aldık. Derya orada yaşadığı için alışveriş konusunda bize yol gösterdi. Aldığımız şeylerin fotoğrafını çektim.Midilli alışverişimUzoları asla buzdolabına koymuyormuşuz, kristelleşiyormuş. Adanın balları kooperatif eliyle üretiliyormuş, saflığı garanti. Resimdeki şarap afiyetle tüketildi 🙂 Yarı tatlıydı, meyveler ile güzel gidiyordu. Fiyatı 4 euro! Midilli’nin meşhur Ladotiri peynirini de marketten aldık, paketin üstündeki siyah fonlu hayvan amblemi iyi bir markayı temsil ediyormuş. Ion çikolata bademliydi, süperdi. İyi ki daha fazla almamışım, çok sevdiriyor kendini! Mavi küçük şekerler de uzolu. Hediyelik olarak güzel.Adanın konserve sardalya balığı ve Mylelia marka reçel, makarna ve deniz tuzları Derya’nın diğer önerileriydi.Aldıklarımızı öderken kasiyer bile “en güzel şeyleri aldınız, rehberiniz sağlammış” dedi. Derya sağolsun 🙂Derya benim bloğum aracılığı ile tanıştığım ilk okuyucum oldu. Halihazırda mailleşip iletişim halinde olduklarım var ama ilk kez yüz yüze buluşmak ona kısmetmiş. Çok memnun kaldım, inşallah devamı gelir, bir çok güzel insanla tanışırım…İyi ki tanıştık!Midilli gezimizi noktalarken belirtmek isterim: Midilli baharda da ziyaret edilebilecek bir ada. Denize girmeseniz bile gezecek yerleri çok olduğu için 3 gün gezilir, zaman geçer.Dünya’nın dört bir yanından kimseler kuş gözlemi için geliyormuş Midilli’ye. Siz kuşlara bakmasanız da yapacak bir çok şey bulabilirsiniz.2015’ten gelen edit: Bu sene Ş. Levent Deniz ve Işıl Büyükkal “Midilli – Ege’nin Huzur Köşesi” isimli bir gezi kitabı yayınladılar. Bu kitap “Midilli Adası” hakkında yazılmış ilk Türkçe eser ve yabancı yayınları da göz önünde bulundurursak Midilli hakkında yapılmış olan en kapsamlı çalışma. Özellikle fotoğraflara bakmaya doyamayacaksınız. Gitmeden önce kitabı da incelemenizi tavsiye ederim 🙂Ayağımın tozuyla Yunan Adaları’nda sıra Rodos’ta… Onu da seneye yaza bırakmayı düşünüyorum ama bakalım o zamana kadar yolum nerelere düşecek?Bir sonraki Yunan adasına kadar sevgiler…Bunu paylaş:Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)İlgili Paylaş Avrupa tatili , deniz tatili , Yunan Adaları , yunanistan tatili