1 yıl süren hazırlıkların meyvesini Amerika’ya gider iken yedik.
New York’da neler yapılır konuştuk.
San Francisco gezi notlarını yazdık.
San Francisco’dan araba kiraladık ve Los Angeles’a Dünya’nın en manzaralı yollarından birinde ilerledik.
Hala da yorulmadık.
Amerika’nın 2. en kalabalık şehri olan Los Angeles‘a vardık. Burası, yolculuğumuzun son durağı. Los Angeles’a kısaca LA (el-ey) de diyebilirsiniz, böylesi çok daha karizmatik 🙂
LA, kozmopolit bir yapıya sahip, her milletten bol sayıda insan görebilirsiniz. Meksikalılar ve Çinliler ağırlıkta. Evsizleri de bol, en lüks evlere sahip olanları da.
Gerçekten büyük bir şehir ile karşı karşıyayız bayanlar baylar… Gezilecek yerlerinin ve merkezi noktalarının birbirinden uzak olması bana İstanbul’u çağrıstırdı. Öyle tabana kuvvet yürüyerek gezip bitirebileceğiniz yerlerden değil.
Palmiyeli bir büyük şehir, Los Angeles
Los Angeles ile ilgili bloglardan ve giden arkadaşlarla konuşmalarımdan çıkardığım not, Los Angeles’ta araba ile gezilir. Biz de öyle yaptık. Toplu taşıması hakkında bilgi veremiyorum. Trafiği de İstanbul’u hiç aratmadı sağolsun.
Los Angeles’ta nerede kalınır? Biz Hollywood bulvarının arka caddesinde Hotel Hollywood adlı bir otelde kaldık. 1 gece için çift kişilik oda fiyatı 75 dolardı . Oda konforu fena değil, kahvaltısı beklentimin üstündeydi. Otelde bir çok Türk kalıyordu. Hollywood Bulvarı’na ve Universal Studioları’na yakın olması da bizim için avantajlıydı.
Bence Los Angeles’ın en güzel yeri Santa Monica civarıydı, zamanınız geniş ise bu bölgeden bir yer de bakabilirsiniz.
Los Angeles’ta neler yapılır?
Bizim sadece 2 günümüz vardı burayı gezmek için. Hızlı bir tur oldu. Daha çok turistik aktivitelere yer verdik, şehri yaşamaya fırsat olmadı.
Yıldızlı kaldırımlara sahip Hollywood Bulvarı‘na gitmeden dönmek olmaz. Biz gece gidebildik buraya.
Açıkçası burası beni hayal kırıklığına uğrattı. Bu kadar ünlü bir caddede bu kadar dandik mağazaların ardarda dizilmiş olmasının mantığını anlayamadım. Daha çok hediyelik eşyacılar, kostüm dükkanları ve kalitesiz görünümlü barlar vardı. Nasıl olsa herkes yerdeki yıldızlara bakarak yürüyor diye mi böyle yapmışlar acaba?
Neyseki yerdeki yıldızlar sizi oyalıyor
Bu yola aynı zamanda Hollywood Walk of Fame de deniliyor, bir nevi ünlüler geçidi…
Hollywood bulvarı üzerinde Oscar ödül törenlerinin yapıldığı Dolby Theatre var. Eskiden Kodak Tiyatrosu olan bu binanın adı Kodak’ın batması sonucu değiştirilmiş.
Hollywood Walk of Fame ve Dolby Tiyatrosu
Eski adıyla Grauman’s Chinese Theatre, yeni adıyla TCL Chinese Theatre da bu caddede. Önünde ünlülerin el ve ayak izlerini bulacaksınız.
Dolby Tiyatrosu’nun yanındaki alışveriş merkezi ve bal mumu heykellerin sergilendiği Wax Museum bu cadde üzerinde gezilebilecek yerlerden.
Dağdaki Hollywood yazısını da fotoğrafladık mı Hollywood ile işimiz bitti sayılır. Bu yazıyı görebileceğiniz yerleden biri, Dolby Tiyatrosu’nun yanındaki avmnin terası. Biz Dolby’e gece gittiğimiz için gündüz gözüyle fotoğraflamak istedik ve diğer adrese yöneldik, Griffith Observatory nin bahçesi.
Griffth Gözlemevi’nin bahçesinden Hollywood yazısını fotoğraflayabilirsiniz
Bu şehrin olmazsa olmazı filmlerin çekildiği stüdyolardır. Bunlar arasında en popüler olanı da Universal Studios. Bir tema parkı olarak ziyaretçilerine eğlenceli bir gün yaşatmayı hedefleyen Universal Stüdyoları’na gitmeden önce açılış ve kapanış saatlerine bakmakta fayda var. Sabah açılış saatinde giderseniz ancak yetişir her şey.
Biletler kapıda 84$. İnternetten de araştırdık ama pek ucuzluk bulamadık. Bir de Front Line Pass diye ayrıcalıklı giriş seçeneği var, 139$ veriyorsunuz, atraksiyonlara sıra beklemeden biniyorsunuz. Biz standart 84 dolar olanı aldık, günlerden perşembe olduğu için mi bilmiyorum, en kalabalık sıra olan yerde bile 15 dakika bekleme süresi gösteriyordu. Her şeye rahat rahat bindik, bazılarına 2 kere bile bindik.
Front Line Pass yani öncelikli giriş satın almayı düşünüyorsanız bile önce standart bilet alıp, içerideki sıra durumunu kontrol edebilirsiniz. 1 saatlik bekleme süreleri varsa biletinizi öncelikli girişe yükseltebilirsiniz.
2 yıldır bu temalı parklarda Kurban bayramının doğum günüme denk gelmesinin ekmeğini yiyorum. Geçen sene Disneyland Paris’e Seyran arkdaşım sayesinde bedava girmiştim. Okumak için tık tık. Bu sene ise Universal stüdyoları bana doğum günü rozeti hediye etti, müşteri ilişkilerindeki adam bana şarkı söyledi ve en önemlisiShrek bana sarıldı.
Doğum günü haftamda olduğum için bana rozet verdiler
Shrek ile aramızda duygusal bir bağ olduğu doğrudur.
Universal Studyoları size renkli bir gün yaşatacak. Gerçek bir roller coaster olarak sadece Mummy var amaSimpson’s ve Transformers aktiviteleri size olduğunuz yerde 3 boyutlu görseller ile roller coaster efekti yaratacak. Ben en çok bu ikisini sevdim.
Aktiviteler arası gezerken Apollo 13’den astronot arkadaşlarımı gördüm.
Olgun ve Hasan Geleceğe dönüp geldiler
Hale’yi ise Beter Böcek’e kaptırdık.
Stüdyo turu ve Behind the Scenes aktiviteleri ile filmlerin nasıl çekildiğini öğrenebilirsiniz. Günde sadece 2-3 defa gösterilen Water World showu ile gözünüzün önünde film çevriliyor olacak. Bütün o efektleri beyaz camdan değil, canlı olarak izliyor olmanız çok etkileyici.
Jurassic Park aktivitesi içinse “aman aman” diyorum, kupkuru bindik, abartmıyorum, sırılsıklam çıktık… Zaten o kadar kurnazlar ki, sizi sucuk gibi ıslatıp kıyafet satan bir dükkanda indiriyor. Allahtan hava sıcaktı ve kıyafetlerimizi tuvaletteki el kurutucusunda kurutmak aklımıza geldi. İlla binerim diyenler binmeden önce naylon pançolardan alsınlar.
4 boyutlu Shrek kısa filmini de izlemelisiniz. Shrek benim kankam artık, selam söyleyin.
Shrek’e torpil geçip onun 2 resmini koydum
Parkta keyifli bir günün ardından yorulup acıktıysanız parkın çıkışındaki City Walks denilen bölüme uğrayın. Burada güzel restoranlar ve mağazalar var. Bubba Gump’a selam çaktık, Hard Rock Cafe’ye oturuduk.
City Walks
City Walks’da bir Forrest Gump pozu vermeden olmaz
Bizim zamanımız dardı ama sizin fırsatınız olursa LA’deki diğer temalı parklara da gidebilirsiniz. Six Flags, Sea World, Disneyland bunlardan bir kaçı.
2. günümüzde Amerika’nın kişi başına düşen gelirinin en yüksek olduğu yere, Beverly Hills’e gittik. Gitmeye çalıştık desem daha iyi olur. Müthiş bir trafiğe yakalandığımız için ünlülerin evlerinin olduğu vadi kısmına geçemedik. Siz gidebilirseniz hangi evin hangi ünlüye ait olduğunu gösteren haritaları internetten indirebilir veya LA’den satın alabilirsiniz.
Beverly Hills bir sanat sergisi hazırlığındaydı
Beverly Hills’in alışveriş caddesi Rodeo Drive’ı görelim dedik. Arabayı paralı otoparka koyduk ama biraz daha ileri gitseymişiz 2 saati ücretsiz yerler de varmış, bilginize… Rodeo Drive’da ve çevresindeki caddelerde çok lüks mağazalar ve buralardan alışveriş yapan ultra zengin, metroseksüel insanlar göreceksiniz. Buradaki tipler o kadar güzel, bakımlı ve fitler ki turist tipinizden utanacak, vücudunuzdaki her bir gram yağdan nefret edeceksiniz.
Rodeo Drive civarı palmiyeli lüks caddeler
Hollywood yıldızlarını şehrinde ziyaret edelim dedik, ayaklarına kadar gittik ama hiç birini de göremedik. Olsun, ben Los Angeles’ta bir ünlüye rastlama ihtimalimi sevdim…
Trafik izin verseydi Sunset Bulvarı’na da gitmek isteyebilirdik ama biz bu zaman kaybının ardından rotayı direkt Santa Monica’ya çevirdik.
Santa Monica sahili ile çok sevdiğim yaz günlerime geri döndüm. Upuzun bir kumsala kurdukları iskelede bir dönme dolap, bir kaç eğlenceli oyuncak, restoranlar ve kafeler bulacaksınız. Çocuklar gibi eğlenebilirsiniz.
Santa Monica Rıhtımında eğlence bol
Chicago’dan başlayıp Santa Monica’ya kadar dümdüz ilerleren Route 66 diye bir yol varmış eskiden. 1985’ten sonra Interstate yol sistemi gelince bu otoyol tarihe karışmış. Ama bu tarihi yolun bitiş noktası Santa Monica’da işaretlenmiş ve bu noktada Route 66 temalı hediyelik eşyalar satıyorlardı. Koskoca otoyolların sonu geliyor ama Amerikalılar’ın pazarlama taktiklerinin sonu gelmiyor.
Route 66’nın sonu Santa Monica’da
Harita üzerinde tarihi Route 66
Santa Monica’nın şehir merkezinde de aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Caddelerinin en ünlüsü Third Street Promenade. Sadece yayalara açık olan bu caddede alışveriş ve gezinti çok keyifli.
Santa Monica sahilinden biraz güneyde bir başka sahil var, Venice Beach. Araları 30-40 dakika yürüme mesafesi. Biz günlerdir gezip yürüdüğümüz için ayaklar yürümekten nasır bağladı, isyan bayrağını çoktan çekti. O yüzden saati 7 dolara bisiklet kiraladık.
Santa Monica’dan pedallayarak Venice plajına çok hoş bir bisiklet yolundan gidiyorsunuz. Bir yanda kumsal ve okyanus, diğer yanda spor yapan insanlar, fitness aletleri, kaykay pistleri. Yine herkes çok sportif, kaslı ve zayıf. Eve döner dönmez spora başlamaya söz veriyoruz…
Neşeli neşeli pedallamaya devam ediyoruz.
Upzun kumsal ve kaykay pistleri aşkına, sen ne güzel yersin Santa Monica!
Venice Beach, Santa Monica kadar turistik olmasının yanı sıra çok daha bohem bir atmosfere sahip. Grafittilerle süslenmiş duvarlar, kaykaycılar, sokak sanatçıları, falcılar ve sörfçüler var burada.
Venice Beach
Bu plajlar haricinde Malibu Beach, Orange Country’de Newport Beach ve Laguna Beach gibi güzel plajları da ziyaret edebilirsiniz. Beverly Hills ve Hollywood’da göremediğiniz ünlüleri belki buralarda görürsünüz, kim bilir?
Gün batımında bir sahilde olmak lazım
Los Angeles’ın böyle yazlık mekanlara sahip lay lay lom, “ye, sörf yap, güneşlen” bir yanı var ama kariyer insanlarının hırslarını kamçıladıkları yüksek plazaların bulunduğu bir de downtown u var. Downtown yani şehir merkezi ile ilgili yaptığım araştırmalarda gezilmesi gereken turistik noktalara rastlayamadım. Walt Disney Konser Salonu ilginç mimarisi ile görülebilecekler listesinin tek elemanı gibi…
Şehrin gökdelenli tarafı
Biz Downtown’da sadece Little Tokyo denilen Japonların yoğunlukta yaşadığı bölgede Japanese Village Plaza Mall isimli Japon temalı bir alışveriş merkezini gördük, orada yemek yedik.
Japanese Village Plaza Mall
Hale’nin 9 yıldır LA’de yaşayan liseden arkadaşı Tuna ile buluştuk biz bu Japon mahallesinde. Kendisine sushi yemek istediğimizi söyleyince bizi Oomasa adlı bir restorana götürdü. Önerileri ve hoş sohbeti ile çok güzel bir akşam yemeği yedik, keyifli vakit geçirdik.
Keyifli bir sushi gecesi
Los Angeles’ta neler yedik bölümüne de giriş yapmış olduk böylece. Sushi yiyecekseniz Japanese Village Plaza Mall’da restoranlar var. Şehre cuma günleri taze balık geliyormuş ve tüm restoranlara dağıtılıyormuş. O yüzden en taze ve leziz sushi için cuma akşamına denk gelirseniz çok şanslıymışsınız, tıpkı bizim gibi. Bu önemli bilgi için de tekrar teşekkürler Tuna!
Santa Monica’da Third Street Promonade’de yürürken bir Meksika Restoranı’na rastladık. Dekorasyonu çok sevimli geldi, midemiz de onaylayınca hemen oturduk. Fiyatlar uygundu.
Davetkar bir Meksika restoranı
Bir margarita paylaşılır
Universal Stüdyoları’na giderseniz çıkışta illa ki City Walks‘ta bir şey yersiniz. Biz Hard Rock Cafe‘yi tercih etmiştik, güzeldi.
Hard Rock Cafe’de ünlü baterist Olgun
Los Angeles’ta alışveriş için de Third Street Promonade‘i önerebilirim. Daha önce de söylediğim gibi bizim içimizdeki alışveriş canavarı New York’ta öldü, San Francisco’da tamamen gömüldü. Los Angeles’ta sadece Best Buy‘dan biraz elektronik alışverişi yaptık.
Los Angeles’a kadar gelmişken 2 saat uzaklıktaki San Diego‘ya gitmemek de bizim ayıbımız olsun. Zaman kısıtlı olunca kaldı. (Ama 2015’te gitme fırsatımız oldu, San Diego gezi notlarım için tık tık)
Los Angeles’a gelmişken mutlaka görmeniz gereken bir başka yer ise Las Vegas. Çölün ortasındaki bu ışıltılı kumar şehrini önceden görmüştük. 2015’te tekarar gördük, ayrıntılı Las Vegas gezi notlarına bu linkten ulaşabilirsiniz.
Batı Amerika’yı, Kaliforniya’yı nasıl gezelim, nereye kaç gün ayıralım diyenleri bu linke alalım.
Üzülerek koca bir Amerika seyahatinin sonuna geldik. Yazarken tekrar yaşadığım için bu gezinin etkisi uzun sürdü bende. Umarım okuyanlar da iyi vakit geçirmiş ve faydalanmışlardır.
Hoşçakal Los Angeles!
Daha sonraki gezilerimde görüşmek üzere, hoşçakalın!
Yorumlar (9)
Harika anlatmışsınız, benzer rotayı gezdim çok güzeldi sağolun. Sevgiler
Ilk defa amerikaya gidicem. Şimdi bu şekil bir gezi yapabilmem için kaç gün ayırmam ve nekadar para ayırmam gerekiyo?
Ve çok ama çok saçma bir soru ama: örümcek falan varmı? Böyle kıllı büyük? Ya fobim var ve igne ucu kadar ufaklarindan bile korkuyorum. Zıplıyorum :D
Kaliforniya için en az 1 hafta ayırmanızı öneririm. Para ise çok değişkenlik gösterir, sizin standartlarınıza bağlı. Örümcek ben hiç görmedim doğrusu :)
Buse hanım ne iyi ettiniz bana yazdınız, bloğunuzu geziyorum, abonesi olacağım az sonra :) Enerjinize bayıldım, iyi ki karşılaştık.
mERHABALAR,\r\nyAZINIZI KEYİFLE OKUYUP LOS ANGELES ANILARIMI TAZELEMEK ÇOK KEYİFLİYDİ. GEÇTİĞİMİZ MAYIS AYINDA BAHSETMİŞ OLDUĞUNUZ ROUTE 66 YOLUNUN TAMAMINI GERÇEKLEŞTİRDİK.. O GÖRDÜĞÜNÜZ TABELANIN VARDIĞIMIZDAKİ MUTLULUĞUMUZ İNANILMAZDI :) 15 GÜN SÜREN TAM BİR MACERA! 2.808 mil yaptık; 2.000’in üzerinde kasaba, kaldığımız yol KENARI otellerİ, TERK EDİLMİŞ KASABALAR, GEÇTİĞİmİz 8 eyalet ve atladığımız 3 saat dİLİMİ İLE TAM BİR MACERAYDI YAŞADIĞIMIZ... EĞER AMERİKA'NIN BAŞKA BİR RUHU DA OLDUĞUNU GÖRMEK İSTERSENİZ BU ROTAYI SİZ DE TAMAMLAMAK İSTERSENİZ YOL GÜNLÜĞÜNE http://WWW.BUSECE.NET ADRESİNDEN ULAŞABİLİRSİNİZ. sEVGİLER :)
3 hafta sonra san frasisco ya esimle birlikte yapacagimiz seyehat oncesi bilgi amacli okumaya basladim tum gezi rotaniza hayran kaldim. Emin olun cok yararlanicam. Hatta suan istanbul trafiginde yol nasil bitti onuda anlamadim ayrica bir tesekur daha :)
Merhaba, Los Angelesa en az 2 gün ayırmanızı öneririm. Batı Amerika Gezi rotası yazımı okuyabilirsiniz. Biz Los Angeles'tan hiç alışveriş yapmadık. Nyc'de bolca yapmıştık çünkü.\r\nSevgiler...
bU GÜZEL YAZI İÇİN ELİNİZE, PAYLAŞIMDA BULUNDUĞUNUZ İÇİN GÖNLÜNÜZE SAĞLIK. bİLGİLENDİRİCİ BİR YAZI OLMUŞ.lOS ANGELES İCİN KAÇ GÜN AYIRMAK GEREKİR. BİRDE ALIŞVERİŞ YAPTINIZ MI ORADA MERAK ETTİM :)\r\nÇOK TEŞEKKÜRLER
elinize sağlık.çok güzel anlatmış ve detaylandırmışsınız.gezi notları içinde en faydalandığım site sizinki diyebilirim. hatta adresinizi kaydettim 3 hafta sonra (26 mayıs-4 haziran) newyork ve los angeles seyahatim olacak, orada açıp yararlanmayı düşünüyorum.teşekkürler.